Sıcak Karanlık
sıcak karanlığın ağrılarını bilir misiniz
ağız dolusu küfür birikmişken dudaklarımın ardına barış türkülerini hırçın bir uçurtma gibi tutmaya çalışırım sesimde sonunda barış, ışıldayan bir kandil gibi düşüp parçalanır içimde yangınlar çıkarır bağrımın tam orta yerinde öyle bir ağrı işte mantığımın çöplükleri dökülüp mıh gibi saplanır kalbime ben kılıç, silah, at bilmem kansızlık atıyorsa damarlarınızda durmadan akıtılan kandandır sizi bilmem şovalyeliğiniz ölümü kutsuyorsa ben yokum yeni bir dünya kurmayı biliyorsanız yıkın duvarları yıkıntıyı alkışlayacaksanız ben yokuma yeni bir kandil yakıyorum içimde masumiyetten cahilliği özgürlükten bencilliği ayıklıyorum durmadan ondandır ki yüzyılların yorgunluğu var üzerimde... ✒ T.Y. |