SAHTE DÜŞLER...
İskambil kâğıtlarından üredi sahte düşler,
Peyda olan illet simsarın tetikleyici sanır mısın ki Üç beş sayılı imge? Adından mahrum enginlerin gücünde evren aslında Mabet bilinesi bir aşkın kerevetine sığınmış, Makberi uykularında yol bilmiş. Kutsal sancılar doğuran aryaları aşk meleğinin, Sefa düşkünü işkilli üç beş cümle, Bölük pörçük gölgeler yine yüreğin ifratı. Birazdan çalar saatin alarmı, Açmazdan evvel düş penceremi azıcık uyumalıyım: Uyuyup büyüttüğüm acılarıma kurulmalıyım sonrasında, Serkeş tınısında sevdanın Azıcık daha burkmalıyım iç sesimi Merdanesinde ömrün, Kuytuların gizeminde son sürat sevmeliyim. Yakalanma telaşına iz süren benliğin Artık neyse cüret ettiğinin de biliNcinde Çözülmeli prangaları yüreğin, Der top olmuş bir cümlenin yüzü suyu hürmetine, Tokalaştığım ateşi ile hasretin Bağdaş kurmalıyım pervazına ömrün. Kaygılarımı çıtlatıyorum, Bir bedelden bir de riyaya düşen yolu insanlığın; Belli ki dünde saklı yorgunluğun kırık kulpu Yine yorgun yine esefle kınandığım Gönül gözümün nuru. Rüzgârı katık yaptıkça yaş(s)ına yüreğin, Kayıp bir dürtü misali edindiğim son mertebe: Varamadığım yakaların, Sırrına eremediğim ruhların, Gönülsüz surelerine eşrafın, Yetmedi yitik matemi evlat edinmiş bir cüsseyim: Hayli yaslı hayli dolgun bir yürekte Şişen gölgelerden edindiğim o intiba. Sözler anadan üryan, Sicim misali dolaştığım minval, Hayli de meşakkatli bir günce, Yine seyreldiğim yine serpildiğim Yine döktüğüm peşi sıra Kâfir imlerin tedarik bildiği, Yaralı yüreğin tekbir bildiği, Anlamsızlığın da göze kaçtığı bir çapak adeta Varlıksızlığımın meali. İzbelerde kayıp ne çok melun vicdan, Ne çok isyan yüreğin karası, Hakkın gözünde yokluğun tecellisi Gönül gözümle gördüğüme kani Yine de surelere ihanet eden kâfirin beyanı onca hezeyan, Bir gönle girmek kadar meşakkatli mi de, Seviden bihaber dillerin lehçesinde O boş vermişlik? Az sonra kör olacağım: Islah olmaz bir temenniyim işin aslı, Varlığımdan doğan kehanet, Yüz görümü bir milatta uğradığım hezimet: Yok oluşlarımın sancısı, Varlıktan uzanan bir keramete asılı bir günce kadar da Asılsızım. Düşkün hecelerin himayesindeyim, Sarkıtın damlayan haznesi tek sığınağım: Yok olmaya aday bakir bir geceyim; Az sonra doğacak umutlarımın şeceresini Tutarken Tanrı, Her ölü imde terk edilmişliğim, Her yürekte uğradığım hezimet, Perdelerim sıkı sıkı kapalı Oysaki açık tuttuğum penceremde Buyur etmiştim sevgiyi ve saflığı. Gelip geçti, demekse Olmaz mı yüreğin ifratı Bir de baş koymuşsam sevdaya, Affetsin beni Tanrı. Sükûtun alfabesinde konuşlu bir zikrim, Zehri sevdadan mütevellit bir kıyam belki de Uğradığım her kıyımda Yüksek rakımlı bir vazgeçişim, Dünde saklı ördüğüm yaraların vebali, Taşların dahi olurmuş demek ki yürek yası. Densizliğin raconuymuş sevmek, Erip ereceğim hidayette saklı aslında Arz ettiğim yürekte saklı tuttuğum sair ihanet, Yine de bedellerine razıyım, Sevmekle iştigal bir ömre koymayı dilerken Ansız bir nihayet. Sabrın da haznesine konuşluyum dünden beri Dünümü gün, Günümü yarın bellediğim bir özne olsam da Gizli bir tümceyi rahmet belleyip, Sonunu getiremediğim onca hikâyede demlenip de Gönlü sükûta erdirdiğim. |
seven ne yaparsa yapsın içinde sakladığı duyguları işin içine sevgili girdiği vakit asla gün yüzüne dökemez.
Anlatalmaz olanı çaresizce yaşamayı seçer sonunda.sevgiliye sıra geldiğinde bütün harfler dilsizleşir,
şairin heybesinde kala kala derin bir sızıdır sadece sevenin hissettiği şekliyle.
Bu yüzdendir ki Mecnun bile kendini çöle vurmuştur içindekileri kimselerle güvenipte paylaşamamıştır..
Onun için temkinli davranmak ve itidalli olmak kolay değildir..
Kalem dostu yüreğindeki kırgınlıkları mısralara dökmüş
Yürekten kutluyor,Sağlık ve esenlikler diliyorum