ACI...
Aşk yorgunu düşler…
Gözsüz sükûnetin tek ses varsayımları yine: Gönülden gönle o rahle, Boyutsuzluk rükû ederken gök kubbeye, Asılı kalmanın da çok ötesinde, Öteleyen bir gölgeye sığınmak kadar da nafile. Sözsüz acılarım, Sonu gelmez sanıp da baştan ayağa Can kırılmalarım. Ömrün ufku, Yarının seyrinde; Gözle dil arası o dilimde Yine tarumar ettiğim bir ömrün gıyabında, Vicdanıma asla yenik düşmediğim. Karınca kararınca bir yalnızlık idi çok önce, Kinayelerde fokurdayan imgelerin külfeti, Bir kıvılcımdan ateş alan ötelenmelerim, Gönülsüz bir izlekte, Sükûtu yâd etmekten çok öte yalnızlık, Hayatın hangi peşrevinde gömülü ise Mutlak kaygılarım, Muteber yanılgılarım. Coğrafyalarda kaynayan kazan, Varlığın hikmetini yok sayan sözüm ona ahret öncesi Cebelleşen dirayet; Kürek mahkumu adeta sair imge, Menkıbesinde hoyrat bir günce saklı, Yine beşerin ağlak sureti; Bir gönle söz geçiremezken Sağanak bildiğim rahmeti Yine tokalaşan kaderin Cehaletin indinde Yüzü suyu hürmetine sevginin, Sadece Yaradan’ın bahşettiği. Sözcükler de yandı kor bir acıda, Kerameti kim bilir hangi günde saklı? Sanrıların ötesine gönülsüz bir sağanak ise Akan yürekten, Aklın ve dirayetin sınandığı artık Hangi sefalet ise saklının konuşlu, Varlığın hacizli, Yüreğin son bulduğu. Gemiler yandıkça izafi bir acı; Sözler yığıldıkça O metruk ömrün kim bilir kayıp kaçıncı rotası? Döngüden dengine; Suretinden nefsin en neşeli rengine Yine doğada saklı ebemkuşağı, Hangi akla hizmetse Yüreğin neşriyatı: Bir demde en densiz, En derinde akıbeti belirsiz, Sözüm ona mutluluk iki dudağın arası, Çözüldüğüm kaçıncı yumaksa Kerameti yine mahrem bir gölgede Kundaklanmışçasına, Asaleti aslında tüm varlığın Saklı tuttuğu haznede Cebelleştikçe suretinin gizeminde. Sesiyle şiirime can katan, nefes olan güzel yürekli dostuma teşekkür ve sevgilerimi sunuyorum. |