olmayabilirim bu şehirdekimbilir bir daha bir bardak çay içecek kadar bile yakın olmayız birbirimize. kimbilir ne sen sorabilirsin açık mı olsun diye bana, ne de ben gözlerin gibi demli olsun diyebilirim sana. içimde yasak bir kentin kangrenliği bilekleri kesilmiş bir yaşamak bu. izinsiz düş kurmaktan yargılanan, gözleri nehir mavisi, şakaklarında bir diktatör edası, yüreği acının başkenti. dudaklarında imlası bozuk sevişmeler. lacivert gecenin öksürmeleri ciğerlerini yırtarcasına içimde idamlık bir yaşama sevinci. solmasın diye dar ağacında büyüyen ölüm çiçekleri, göz pınarlarımda kayalara çarpan deniz sesleri. yalnızlık, koyu lacivert bir fotoğraf. yansımasını yitirmiş bir aynanın suretinde, duvarları hıçkırık tutmuş bir mabed yüreğim. sessizliğinde selalar yükselen, gözlerimde ise çakmak çakmak ölüm. ve yine aynalar ölümü saklayan fotoğraflar gibi, bir de yüreğim gibi kırılgan. bu sabah da seni aradım yatağımın diğer yanında. uykulu gözlerinle uyanmanı istedim. yaşamaktan önce aklında olmayı diledim. oysa ne çare, sabahlar hala sessiz ve sensiz. yine gözlerim ağlamaklı, yarım kalan bir şarkı gibi eksik ve çaresiz. ne vakit seveceksin söyle, ne vakit yolların çıkacak kalbime? dünya fani, zaman geçiyor gecikme. sen sevdiğinde, ben olmayabilirim bu şehirde.. Şiir: Abdullah Cemek Yorum: Mesut Tuna |
bunun gönderilmesinden başka çare yoktur.
Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak,
ona sürekli gaz doldurmalıyız…………….…….. (Teresa Ana)
Şiir yüklü duyguları çok beğendim…
………………………….. Yeni Yılda Saygı ve Selamlar…