Ak-ı kara
Umursamadığın gecelerin birinde ,
Ayaz kesip atıyor tüm hayallerimi. Hayallerimin üzerine diz çöküp yığılıveriyorum düşlerime. Yüzümde bana kalan bir kaç çizgiden ibaret , Şuanda hayat bana. Artık kanamıyorum çünkü Buralarda yoksun . Yokluğunun yoksulluğunda , Ellerim ve bedenime ait her şeyi . Bıçak gibi kesiyor gözlerin Kabuk bağlamış tüm yaralarımı kanatıveriyor. Susarak tiz bir çığlık atıyorum kadersizliğime. Ağlasam mı gülsem mi bilemedim. Ve canımı yakıveriyor vuslat . Beklemek zor , sabır selamete muhtaç . Kal demesini bilmeyen aylak bir adamım işte . Bilirim; Kalacak olsan kabuk bağlamış yaralarıma tırnaklarını geçirecek Yarınlarımın celladı olacaksın. Bir bilsen , buralar hala darmadağınık . Ahmak bedenimi kaldırıp da toparlanamıyorum . Değil miydi ? Başıma bu işleri açan sevda . Ne sana kızabiliyorum nede kendime , Duygularımın arafın da hapis olmuşum. Ak-ı kara eden bakışlarında ki Ahu ahu çisil bir yağmura mı yoksa bu yenilmişliğim. Bilirsin bu adam sevmeyi bilmez , Sen yine de vazgeçme kendini sevmekten. |