Her Gelmeyişinkaç şiir vurdu yüreğimi kaç türkü içimde sessizce gelip geçti kaç serçe çığlığı boğazıma düğümlendi kaç nehir kurudu kaç şehir karanlıkta kaldı ve kaç okyanus maviliğini yalnızlığımda boğdu bir yalnızlığın sızıntısı içimde birikti bir dar ağacı bedenime kurdu idam sehpasını sonu olmayan bir özlem ellerimden tuttu yitik şehirler, darmadağın hayaller ve dalından düşen yapraklar bir bir şakaklarıma yağdı gözlerimden sen yoktun ben sensiz ağladım kara gözlüm ah kara gözlüm ah deli rüzgarların arkadaşı dağ yüreklim kardelen sevdasında buldum seni sonra güneşin sıcaklığında sardım sen ellerinden tuttuğum çocuk oluyordun ben ellerinde tuttuğun uçurtman oluyordum ipi salıyordun ben gökyüzünde kayboluyordum sonra bir buluta tutunuyordum yağdıkça sen ıslanıyordun bense içimdeki özlemlerimi döküyordum sana yanaklarında süzülen bir ceylan oluyordum sonra sen şimdi uzaktan bakıyorsun bana bense yanımdasın gibi sarılıyorum bir papatyayı koklar gibi kokluyorum seni gök kuşağına bakar gibi bakıyorum gözlerine ve içimde bin yıllık bir özlemle seni bekliyorum sen yoktun ben sensiz karanlıklarda kalıyordum kaç tütün sardı ürkek parmaklarım çatlamış dudaklarımda kaç şiir adına dokundu karşımda yitik bir şehir bense hayaller kurup sana şiir’lerce uzaktan sarılıyorum kaç mısra sonra gelirsin bilmiyorum kaç mısra sonra yüreğime dokunursun ama her gelmeyişin bir cinayet sayılıyor bedenimde ibrahim dalkılıç 28/11/2016 21:45 izmir |
Kutlarım