Şehirin Gözleri
parmak uçlarım yanıyor
çok ateş içmişim artık hiç bir şeye susamıyorum artık her şeye susuyorum... şafağın kızılı çocukluğumu çalıyor mızıkayla bulutların teni koruyor bekâretini hala bu utangaç mavilik ne kadar da ruhuma yakın yüreğim, şu toprak kadar yalın mıdır acaba ya uçurum kenarında uçuşan saçlarım yağmura şefkat dileniyor mudur hala rüzgarın soğuk ve görünmez elleri var dolanıp duruyor boğazıma... ne kadar da dik duruyorum umutlarımı bir bir ilikliyorum omurgama ben acı dolu bir çığlığa sığdım sığalı kutsuyorum mühürleri dudaklarımda... siyaha aç korkular kaçışıyor tavanda gecenin kuytusuna sürülüyor kahkaha saatler duruyor her sokağın başında ayın frenleri patlıyor işte o zaman şehirin gözleri topluyor ciğerimde yalazlanan ışıkları pencereler kapanıyor usulca çalkalanıyor şakağımda kentin can çekişen şarkıları âh gözlerimi sızlatıyor kalbim eşiğinde avucunu açmış yarınlar tanrım, göğsüme mi çivilediler aynaları parçalandıkça içim benliğimden bin insan canımdan dünya sökülüyor... ✒T.Y. |
Anlamı derin şiirinizi ve duyarlı yüreğiniz içtenlikle kutlarım.
Çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…