Aşk Bizi Bağrına Basınca Geleceğim... ey aşk yapraklarını acımasızca dökse de ağaçlar gurbetin kaldırımlarına dallarında bir tek kuş ötmese de kasımın son günü, son saatleri olsa da sabah ayazında sızım sızım sızlansa parmak uçlarım bir nefeslik canım kalsa bile hesapsız, kitapsız koşa koşa gelmeliyim artık sana hafızamda delice dönen hatıralar âhh bu özlem âhh bu ayrılık hatırla aşk birlikte yediğimiz çileğin muhteşem tadını ya avuç içlerime sıkıştırdığın o lila blume bahçemin en bücür, en sevimli çiçeği hâlâ arada bir senden konuşuyoruz onunla nasıl da çiçekleniyor bir bilsen sanki ellerin susuzluğunu okşamış gibi âhh aşk ellerin diyorum saç tellerimin en güzel gülüşü ve öpüldükçe hayran kalınası ellerin delice hasretim o otobüs durağında tren istasyonunda bekle beni şemsiyesiz mevsimler tükenmeden koklamaya geleceğim babam yüreğini bahar çiçekleri büyüyecek nefesimizde o kulenin mazgalları yanacak aşkımızdan yine delice tırmanacağız merdivenleri yaramaz çocuklar gibi en yüksek tepesine çıkacağım kalenin sen korkacaksın tutmaya çalışacaksın beni ben durduramayıp kelebek bedenimi gazoz kapağıyla ismimizi kazıdığımız ağacı arıyacağım ormanda nefes nefese kalıp sımsıkı sarılacaksın ruhuma baş harflerimizin içiçe girdiği banka oturup seyre dalacağız gökyüzünden göz kırpan sevdamızı... nagi han |
şiir kadar balonlara takıldı gözüm
şimdi bir balonun ipiyle
yükselsem de yükselsem göğün mavisine
ey gök
mavine dönmüyor dünya diye çığlık atsam
sonra bir hayalin ucuna tutunup
insem yeşilin yurduna
aşk ile
ne güzeldin Nagihan
sevgiyle