Bizden Çalan Saat
Zira hakikatte tecelli olan bir gönül .
Durmadan yanar mı hiç , durmadan kanar mı ? Tahakkuk halinde bir ölüm gibi gözlerimin önü , Biz seninle hecenin koynunda uyuya kalmışız bugün . İtham eyle beni en sert üslubunla perde çekilmiş gündüz hususunda , Bilirim kusuru da , özür yatıya kalmış en büyük hataların gürbüz komşusunda . Bitap düştüm , karanlığın aydınlıktan nasibini almamış yokuşunda , Biz seninle hecenin koynunda uyuya kalmışız bugün . Şiltesini sökeceğim bugün , içimde ki pespaye şahsiyetin . Kabahati dağları aşar , sana gelince körelmiş marifetim . Tarif et bana ! Bizi bizden alıkoymanın adresini , Biz seninle hecenin koynunda uyuya kalmışız bugün . Yollarında gezerken duyulan o tok adım sesleri , Seni görünce akrep ve yelkovan birbirine kenetlenir . Uyku derin bir deniz , dalınca bedenim küflenir , Biz seninle hecenin koynunda uyuya kalmışız bugün . Müptela sanki bu gece , bu hece barındıran satırlar . Sürmeyecek ya bu böyle , demesi kolay asırlar mı asırlar . Çıkıpta haykırmak seni ! İçimde böyle sürüsüne arzular . Biz seninle hecenin koynunda uyuya kalmışız bugün . Layık olmak ne kadar da külfeti ağır bir mesele , Şu köşeden geçen zaman ! Haydi hamam taşına uzanan bu ömrü kesele ! Ve hesaba kat , ağırdan sadece şu dizeyi hecele : Abbad ile Aftade , Hecenin koynunda yatıya kalmış bugün . Dün , Ve yarından sonra ki gün ! Her geceye bırakacağım güneş mahiyetinde bir gül . Rafından aldığım kokusu yerinde bir kitap , Kitaba layık olan bir Aftade , Ve Aftade’nin zihninde gezen bir seyyah . . . . Eyvah ! Ben Çalar Saat . Ebubekir Ocak T.k |