DEM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Aykırı gülüşler sinede tutuklu kahırdan
Emanet bir isyan, Tedbirsizliğin isi kaygan bir zemin, Sancısı ne ırak ne derin; Kıvılcımları zahir Ulaşamadığım diğer yakanın müşkülü, Savruk nidaların kalmadı takati. Bir mühür, Bir ömür, Bir gömüt: Zincirlerin pasına lehim meçhul döngü.
Eskiye dair bir özlem ne ola ki:
Dünden sarkan sarkaç mı Yoksa beyhude o marazi aşkların lehçesi mi? Gömülü bildiğim sol/sen yarım, Hani zincirleme aşklarda Kurban verilesi yetim düşlerim… Kayıbım tamamen, Neferimi dik bildiğim asil yürek sesim: Hâşâ, ne cüret bu, diyemem Korkarım önce Allah’tan Gerisi zaten yalan. Sonlanan mazide takılı aklın beylik özlemi, Ömürden ömür gitse neye yarar, demeleri Boş verdim vereli, yaşarım sükûtu rahman bildiğim Bir surede de tünerim usul usul, Görünmezliğim marazi bir tantana, Saklı isyanlarım yine Hakk katında Bilmez miyim nasıl da günah… Bir dem’in bir densizliğin bir katre olsa keşke dediğim Mutluluk katsayım, Cebelleştiğim gölgelere geçer mi sanırsın sözüm; Zaten yürek de benlik de darmaduman ey sahipsiz gönlüm: Fazlasıyla çıtkırıldım bir nüans, Akıl zaten sırnaşık bir methiye, Uzatmaları oynadığım bayır yukarı Top sürüşlerim misali, Bir çocuktan rahmet diliyorum Hayatın gergef misali yarınlarında. Sanma ki ölümsüzüm ya da yarınsız; Sanma ki sonlardan ibaret yalnızlığım; Sen san yeter ki; Hani olur da karşılaşırız mevta bir yürekte, Batılı derin bir girift peyda olan sarnıcın Uzatmaları da mı tehir etmeliyim yoksa? Tümden gelen bir hiçim, Hiçliğin sarmalında ne kimseyim ne de herkesim, Herkeslerden uzak serkeş bir tınıyım Yüreğin müebbedi hazan makamında: Bir yaprak ya da boynu kırık bir gül’de saklıyım işin aslı Dilimi de yüreği de çözemezsin Sefil bir yürekten gayrı olamam, Olmazın oluru bir şiirde Hani olur da… |