Dün'ya
Bir türlü alışamadım şu dünyaya
İğreti duruyorum sanki Ayağım kayıyor arzdan düşüyorum Yaprak kıpırdasa üşüyorum Sonra kuşlar havalanıyor ürperiyorum Babamı görür gibi oluyorum Guzu diye sesleniyor taa ötelerden Beyazlar içinde Bakıyorum bakıyorum bakıyorum Zor geliyor yalana sığınmayanlara dünya De hele derviş yüreklim Sahi seksen yedi yıl nasıl dayandın Yaratıldığın üzere dosdoğru Teslim olamadım sen gibi Taatım eksik geri kalan özürlü İnsan kalayım diyorum her türlü Sabrımı zorluyor zevat Atsan atılmaz satsan satılmaz cinsten dertler Ne kabullenmek mümkün nede unutmak Gözlerinin içine baka baka Kandırdıklarını sanıyor ahmaklar Yangına düşmüş hâlâ odun telaşında Derede boğuluyor okyanus ensesinde Bizimki onmaz bir yara baba Keşke diyorum a h h diyorum Dünyaya sırtımı dönüp Eyvallah diyemiyorum Yaş kırkbeşi de yolun yarısını da geçti Dağarcığımda çeşit çeşit yaralar Ben bu dünya da yaşamadım Baba yokluğuna alışamadım. : Yunus Beypınar |
Dağarcığımızdaki yaralar darağacına asılsın diyelim.