SON RÖTUŞ...
Buyurgan bir rota,
Gönülsüz bir farkındalık Ötüşüne sığmaz serçenin, Yüreği de iflah etmez o mütereddit kaygılardan Müteşekkil kibri çocuk bakışlarımda Damıttığım bir isyan, Bir israf, Bir kıta içinde kaybolmalarına yığarken ömrü Densiz bir tefrika yine yüzü suyuna hürmeten evrenin, Akılsızlığımın kefareti, Bir surede yangınların sulh ettiği, Bir tokalaşmada adeta isyanlarını yok saydığım Tozsuz yaprakları tarih denen cehaletin… İnsan curcunası adeta kapışan o fevri Yüklemlerde rehin düşmüş batıl bir özne: Adsızlığın feveran yüklü sarkacında Hükmen yenik düşmüş bir mecrayı da boykot eden O ısrarcı tufanı elem yüklü bir közde, Lehimsiz bir tümceyi buyur ederken şiire. Eklem yerlerinde acılar bitiyor, Mahlaslar kundakladı şiirleri: Kilit yürekler, Tetikte her daim mazlumun sevdası, Gözden ırak düşler birikmekte Takılı kaldı bir kez kalbin sayacı. Yüz görümü bir miladın isyanı, Kırık gök kubbede satılmış üç beş yıldız Sanırsın ki kuru sıkı bir tebessüm Baş aşağı sarkıttığım, Sanrıların müridi yarım akıllı kadınların, Kiralık bir rütbede pür neşe, Kandırıkçı gölgelerin istihbaratı Komşu kızı Süreyya: Adsız bir ana babadan olma, Şaşanın müridi isyan kökenli Neriman teyze. Yalıtılmışlığın zinciri: Oh ne ala; Küpeştesinde gözlerim Hafif şehla bir rakımda Eremediğim sabahlar ki Dalya dediğim onca hulasa Kaba saba dokunuşları kök salamadığım hayatın Son rötuşu yine: Islak zeminlerde münevver gölgeler, Boyutsuzluğun kerpiç duvarlarında Ölü şairlerin vasisi kıyamet çalgıcıları yine Eski zamanların sair eksik hikâyeleri. |