ÇIĞ YUTAN YALNIZLIK
Merhaba yine ben,
Özlem dolu günlerin dualarından sesleniyorum çay sıcaklığı gözlerine... Sigaram dudaklarıma merhaba derken, Düşüyorum sensizlik dolu bir cehennemin ellerine... Korkusuz çiçekler vardır, Dil uzatılamayan dağlarda yetişen. Susadığım mutluluk da senin gözbebeklerin de saklıdır. İlk yangınım ilk kanımın cesaretin elinden tutması, Sen çığ yutan yalnızlığımın dağlarında yaşayan elzem çiçek... Kirpiklerimde gözyaşlarım gözbebeklerimin sehpasında idam edilirken, Sen nerelerdesin ? Saçlarınla gözyaşlarımı neden silmedin ? Her yerde güller ama bende küller var Bu bendeki ne hal ? Her yerde umut ama bende unut var Mevsim ilkbahar ama kımıldamıyor hiç bir dal ..! İlkbaharın yüzünde kederli bir nisan yağmuru, Can veriyor güneşin ıslak yüzü, Yağmurlar hayallerimi yıkadılar, Oysa benim hayallerim zaten temizdi, Allah duymasın ama, Benim varlığım hep kimliksizdi..! Hala benim için şiirler mi yazıyorsun diye sorma, Şiir yazmak senin gülüşünden kalbime ayet olarak inmişti. Seni sevmesem olmazdı ! Benim canıma güller bağışlayan gülüşüne söyle gelsin. Yoksa denizler kurur ben kururum... Cebimi arama çünkü utanırım, Kimliğimde ne ırkı ne dini ’İNSANLIK’ diye yazmıyor... Biri diğerini üstün sayan inançların ellerine esir düşmüş özgürlüğüm. Memleketin halini soracak olursan, o da benim gibi dağlardaki çiçekleri özlüyor.. Irmaklar boyu kalemlere uzanan mısralara yardır saçların, Omuzuma senden başka hiç bir kadın başını yaslamasın, Güneşe aydınlık veren gülüşünde bir tarih yatar, Ben seni devrim türkülerinden tanırım ... Kuşlar ağlarsa, gökyüzü ölür mü acaba ? Öyleyse, Saçlarını dağlara ver, Dağlar iyi insanlara ev olsun... |