Geceye Tutunanların Şiiri
Gözlerimiz değil, yüreğimiz uzağa dalar bizim
Ahraz sabahların yanağında doğan güneşe sarılız Dövülen umutlarımıza şifa diye gözyaşımızı içiririz Elleri buz tutan yarınlarımıza acılardan yatak sereriz Deniz gözlüm, ah yüzünde haftasonunu barındıranım Seninde yüreğin benim yüreğim gibi yandı mı Gülüşlerinden öptüğüm çocuklar da beni gördün mü Dicle olup aktın mı Anadolu’nun bağrından Zaman, başı alevler içinde yanan bir çocuk olur Seni, uykusuz saatlerin suskunluğu hatırlatır durur Şarkıların sırtına yaslasam da kuşların konmadığı omzumu Seni unutabilmenin bağrına visal olamıyorum Çayımız kenarda üşümüştür, dudağımız komada Göğüsleri kanayan "özledim" kelimeleri damlar Yıldızlar gelip kaldır alnını, üzülme dese bile Cehennem dolu bir hasret okşamıştır yüzümüzü Dağılan tesbih taneleri kapatır sabrın yolunu Kirpiğimizde kar, boran, fırtına koşmaktan yorulmaz Yoksulluk olsa insan kader deyip geçer ama Evladını kaybeder gibi bir sevda ağır gelir bu cana Kapandığımız odalar, yakılan sayısız sigaralar İçimizde duman değil, ölmeyen intiharlar sökülür Bir telefon, bir mesaj çok yakındır bize fakat Gece bitmiş, yine inleyen dağlarda solmuşuzdur Şiir : Servan Erdinç |