Rapunzelin Lanetianne! Rapunzele benziyorum bak! saçlarım boyumu geçiyor Rapunzel’den daha özgürüm ben bir uçurtmayım göklerde, salkım saçak! anne! artık büyüdüm, ellerim güzel ve iri göğüslerim var saçlar sevilmeyince ağlıyorlarmış biliyor musun anne toplu ağıtlar senfonisi taşıyorum kafamda sus, sus! kalbimin kamburu fısıldadı gözyaşlarıma o var ya, ömrümün Nostradamus kehaneti köklü bir zehir gibi dolaşıyor damarlarımda "damar yolu açın!" diyor doktor musalla taşında ters dönüp gülüyorum bütün yollar tıkalı be doktor! zaten kanım dondu anne kış da değildi üstelik söktüler çarpan kalbimi merhametli bir avcı olaydı başka bir kalple kandırırdı cadıyı ama anne ben kırmızı elmayı çoktan ısırdım bin yıllık uykuya yattım camdan pabuçlarımı da çaldılar saçlarım ayaklarıma dolanıyor... ben nefes alan bir masalım anne suçum yok... kalbim onikiden sonra balkabağına dönüşüyor içim bitmeyen bir saklambaç oyunu anne farklı çocukların gezindiği... en masumu sobeleniyor önce en akıllısı koşarken düşüyor kimse çıkmaya cesaret edemiyor anne o uzak ağaçların arkasında yaşlanıyorlar boş bir çocuk meydanı gibi içim içimde çizilmemiş düşlerin oynanmamış oyunların söylenmemiş şarkıların ince sancısı var saçlar sevilmeyince ağlıyorlarmuş anne işin kötüsü Rapunzel bunu bilmiyor... ✒T.Y. |
bugün hangi şiirin kapısını çalsam
hep bir masala varıyorum
hiç bir çiçek koşmaz oldu bahara
ey gök
mavine dönmüyor artık dünya
ruhumuzun hangi odasınin kapısını vurup çıksak
içimiz boşaltılmış bir yalnızlik
teşekkürler.