Taksi!
Taksi!
elim havada bir ‘pes’ ediş bu belki çok yollardan geçti bedenim çok yürüdü bu ayaklarım ah taksi, içimdeki yolculuk bi bitmek bilmedi.. yüregim ağır şoför al hüzün hüzün bavullarımı taşıyamıyorum... şehirin ışıklarında kaybolma vakti hadi günahım olsun pencere kenarım geçelim sefil kaldırımların yanından vurdumduymazlar gibi feri sönmüs gözler vursun beni, kurşun kurşun yorgun bir gökyüzünde asırlık yıldız gibi seyretsin rezilliğimi… hep başka bir hikayesin taksi sevgililere başka yorgun anneye başka ah şu arka koltuklar konuşsa bütün yollar sussa.. şoför ağzında yanan bir izmarit olsa vakit... Taksi! kaç hikaye taşıdı bu dört tekerlek? nerelerden nerelere yuvarlandı ömürler hangi semtte perdeler çekildi yalnızlığa kimbilir hangi gölgelerde tükendiler, birer birer, tek tek... ah taksi... ben de senin gibiyim şimdi başka bir semtte başka bir hikaye o kadar yürüdüm, o kadar yollardan geçtim içimdeki yolculuk bi bitmek bilmedi... ✒T.Y. |