MABET...
Tamlamaların tamlanamaz yükselişi:
Elimde iğne yüreğimse iplik: Maruzatım tek lehçe Ve haybeden o tedirgin imde nahoş bir tedirginlik. Rükû ettiğim aşk’a uzanıyor evrilmişliğim; Gönülsüz coğrafyaların hükmen yendiği sevginin Nazarında çat pat bir resmi yüreğe pelesenk Yapmanın da ötesinde, Soğuk savaşın gönüllü rütbesinde. Andıkça andımızda adlandırmaya meyletmeden Garip bir ruh hali: Hezeyanları itekledikçe insanoğlu, Rahmetin gölgesinde buluşmalı işin aslı. Oysaki olmaz bir sancı, Peyder pey vücut bulan temkinli suretlerde En büyük yergiden öte, Mağlup olmuşluğun tınısı: Sevmek mi, dedi birileri? Hani kolu kırık olsa da Yensiz bir tümcede yanlı bir yanılgı: Türeyen istihdamına kılıf geçiren beyhude gölgelerden Aldıkça ağzının payını: O kekremsi serzenişin katsayısı: Yine ahkâm, Ve hep yinelenen sancısından medet umana Git yoluna, dercesine. Evrilmekse ithamı evrenin Ve sükût bürümüşse varlığını Bitimsiz hezeyanına dokundukça hüsran Derken kıpraşan bir mimde ve beyhude Bir gönülse konmaksa marifet: Varsın içindekini boca et, Ey yüreğin neferi ılgıt gözyaşım. Sencileyin, deyip de çıktım yola madem: Belki dün belki bir asır önce, Sandım ki sonlanacak onca önyargı, Sezdim ki sevdaya dairmiş Yüreğinde saklı tutarken nice derviş. Oysaki… Olmalı mı devamı hem demezler mi Bu da yeni bir yürek istilası… Olsun ki olmalı da; Yok saydınsa beni İsterse tutuklasın aşkın kör neferi Hem de usulsüzce konuşlu her yürekte, Attığın her yürek mermisinde Teneşir paklamış o isyanı yâd ettikçe, Demez mi Tanrı: Sen ki ey, fani: Yeri mi şimdi? Tümden gelen bir hezeyan saklı nice yürekte, Kefaretini ödemediğin her düş’te Ve düşüş’te, Yeter ki sekte vurmasınlar yüreğin mabedine. |
Yüreğinize sağlık, yine çok güzel şiir okuduk hocam, saygılarımla.