Pervaneha'ların MektubuŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Pervaneha, İran dilinde ’ Kelebekler ’ anlamına gelir..
Solumda duran tespih taneleri Soluğum da oluşan halkaların ismiymiş.. Yutkundukça boğazımı yakıyor. Oysaki biz, Edeplice duruyorduk şeytana pabucunu ters giydiren Kelebeklere tersten uçmayı öğreten ve yarasaların düzden bakmasını öğreten İki zanaatkardık biz. ’ Pervaneha’larla konuştum Teşekkür ediyorlar tersten uçmayı öğrettiğimiz için Hediye yollamış bize içinde de bir mektup; Uzaydan bir boşluk katmış, şeftali verdiğimiz tabağa Nilüfer, tarhana çorbası yapmış Hakan! İçilir mi bilmem; Tuz diye yıldızları, Acı diye koyu karanları katıyormuş. Saatlerce sofranın başında kaşık sallar dururmuş Meğersem kendisini karıştırıyormuş nilüfer. İnsanlık tarihi böyle bir şey görmedi Hakan... Bizim mahallenin ayaklı gazetecileri toplanmışlar Gördükleri rüyalardan bahsediyorlar, Kulak misafiri oldum biraz Yan taraftaki inşaata birikiyormuş, bütün kötülükler Geçen arka mahallede ki adamı öldüren bunlarmış Sevdikleri bir kızı öptü diye. Sakın ha, Hakan! Uğraşıp durma iğne delikleriyle Çorabının ucunu kaçıran çok nede olsa Dikme , boş ver.. Aklını kaçırmışlar ülkesindeyiz oğlum. Adama boruyla cevap verirler burada. Seviyorum seni Hakan ! Hak’tan geldiğin için mi bilmiyorum ama; Seviyorum seni... Ellerim alışmadı halen tırnaklarıma Durdukça uzuyor, suyla kesmeye çalışıyorum, ama olmuyor. Yine Pervaneha’larla konuştum. Bu kez, Bizim Perihan abladan bahsetti O’da sıyırmış kafayı Ayıkladığı fındık içini çöpe, Kabuklarını derin dondurucuya koyuyormuş. Hem yemek için, bizi de davet ediyormuş. Sen git Hakan! Senin ağzın laf yapar. Karbonmonoksit gazına tüp yüklemiş adamsın sen. Burnun iyi koku alır. Benden de çok çok selam söyle Perihan ablaya... Bugün kendime ağladım Hakan. Gözyaşlarımı, fasulye kabuklarının içine diktim orada büyüteceğim, öyle dikeceğim pamuk tarlasına Beni sen topla Hakan. Hem gocunmasın Perihan abla, Salih baba.. Dedim ya; Şeytana pabucunu ters giydiririz biz ve sen, Atmosfere kafa atan bir delisin. Çıkartırsın beni, diktiğim kabuktan. Yoksa Nilüfere yem olurum. Çok severmiş Fasulye yemeğini. Her gün, Pamuk tarlasından toplar yemeğini yapar, bazısını da kavururmuş. Beni görürse kesin yer. Daha gencim ben; Seni görmek istiyorum Hakan! Saçlarını, sakallarını kesip yastık altında, değerli altınlardan yapmak istiyorum. Kurtar beni Hakan! Seviyorum seni, belki Hak’tan geldiğin için... ---Pervaneha--- 16.09.16 --- ---Sürrealist Şiir --- 18.47 --- |
tebrikler.