SAYIKLAMALAR-70
Bir vardı bir yoktu..
Bir yoktu bir çoktu.. Güz sonu, kış ağzıydı Dönmüştü kuşlar güney geçesine, göçmendiler, göçerdiler Ve beş vardı zemheriye on iki geçerken son bini Yani yedi asır önceden Yani kırk ışık yılı ötedendim Bilemedim kimdim neydim Kimdi o kim, Bilemedim kimdi gelen.. Erdiğimde dört vardı orta yaza Erdiğimde sona eriyordu harman Eriyordu dorukta buz, dağda kar Eriyordum.. Yaylaydı zaman erdiğimde, Kelebeğin ışığa gelmesi gibi erdim Döne döne tutuşup yanan pervane gibi.. Kanadın yanar demişti bilge.. Bilse de sonunu pervane, Yani yansa da ışıktan, mecburdu ışığa , üşürdü ışıksız.. Ve yanmalıydı belki de , üşümektense ışıksız Bir anlamı da buydu ışığın Bir vardı bir yoktu Bir yoktu bir çoktu Ben kimdim bu masalda Kimdi o kim Kimdi gelen Bilemedim.. Dağ susar, çöl susar, ağaç kurt kuş susardı, Susardım.. susurdum.. İçtikçe susuktum, susudukça içtim acıyı Ve günlerin sonunda Saat, son bini on altı geçiyordu, Yani dört saniye olanca ömrü Yine aynı günüydü harman ayının, Yine dört vardı orta yaza.. Çöl ortasındaydım açtığımda gözlerimi İki yüz aldı elden İki yüz yedi bağı Üç yüz kaldı Kim bilir Hangi gerçeğin yalanıydı söz Hangi gidenin kalanıydı gelen Hangi yolun çıkmazıydı bu sokak.. Kim bilir Hangi çiçeğin açmazıydı diz boyu ayrık otu Hangi kepirin çorağı, Hangi çorağın kıracıydı bu yazı yaban Sürü otlatırdı Karyalı çoban Aksivri eteklerinde Çil cerenler gezerdi o vakitlerde,dağlarda, Su içerdi pınardan maral Büyük bir yanılgıydı devir devran.. Ve devrildi koca bilge Patara yolunda Giderken Pınara’ya, yani geçerken Xantos’dan Son yaz ortasında.. Eylüldü, Yayla çöle durmuştu çoktan Çöl toza, dağ dumana Ve ova toza talaza Şimdi yeller eser yerinde.. |