Çığlıklar, sesimiz olacak!..
Ne yapıyorsunuz?..
Sabah uyandınız, perdelerinizi açtınız, Ağustos sabahı odanıza doldu ve doyasıya içinize çektiniz.. Sevdiklerinizle sarıldınız, doyasıya.. O sihirli kelime, kaç defa çıktı dudaklarınızın arasından?.. Saymadınız: günaydın!.. Evden çıktınız; insanların arasındasınız, sokaklarda.. öyle güzel bir dünya var ki, insanın ölesi gelmiyor.. Uçsuz bucaksız ve masmavi gökyüzü, parlıyor, üstünüzde.. Her canlının yaşam hakkı var.. Sizin de hakkınız, elbette.. Fakat, düşündünüz mü?.. Yıllardır, bazı anneler çocuklarına dokunamıyor, Bazı anne babalar çocuklarının doğumunu, anne babalarının cenazelerini göremedi.. Haksız, hukuksuz zindanlara kapatıldı, bazıları.. Yaşam hakları alındı; her gün idama çekiliyorlar!.. Bugün hayati bir gün.. En basit hukuk kurallarının bile hiçe sayıldığı ve hakların ayaklar altına alındığı, zulmün olabilecek en üst noktasının yaşatıldığı bir sürecin "sonu(!)"na gelindi.. Zindanların nemli, puslu koridorlarından "ölüm kokusu" eksik olmaz.. Tutsaklar için, yaşamak, "Araf kapısı"dır.. Haksız yere, hukuksuz yere yılları, ömürleri alınan bu ülkenin değerleri, yiğitleri, kahramanlarına, verilen talimata uygun biçimde taşeronlar tarafından kabul edilmez İnfazlar tebliğ olunacak.. İzin vermeyeceğiz!.. Çığlıklar, sesimiz olacak!.. Uğur Mumcunun dediği gibi: "..bir kalem susar, yerini bir başkası alır.. Bu kalemler tükenmez.. Ne kelepçeler ne demir kapılar Ne iddianameler ve ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları, bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz!.." Bugün, malum, ilan edilecek ve okunacak hüküm, hepimizin boynuna asılmış bir ip olacak!.. Bunu, sakın, unutmayın!.. |