DÜŞ KIRIĞI SAPAĞI...
İri kıyım, mağlup dünler
Kirli sepetinde, hayli mazlum, debdebeli; Zaman zaman yalın, ıslak çöküşler. Düş mağaramda saklı yangınlardan İlk kurtardığım, ucu yanık sevdam: Hayli düşkün, yalnızlığın sancağında Geçirgen bir izlek. Pahalı yarınlarım var: Oldukça yüksek ökçeli, sergüzeşt bestelerden Çaldığım sesi kısık notalar. Eremediğim sonda saklı belli ki görünmez neşem: Bukle bukle tümceleri kırptığım yıldızlardan Yürek dolusu biriktirdiğim Teneffüs eden belki de en derin hezeyan. Kırağı çalan varlığım kadar müşkülpesent, Göreceli sağanaklara teslim olmakla eşdeğer, Tınısında kaybolmak aşk’ın, Hayli meşakkatli bir söylen. Hezeyanı yitik düş baz sevgilerin, Mecazi aksi iken gönülsüz hüzünlerin, Düş kırığı sapağında medet umduğum Boş boğaz sevi dilim… Hünkârı kendini bilmez düşlerin; Kanayan yarasını daha da deşen Esef yüklü hıyaneti toz bulutu cümlelerin Kardan bozma beyaz yalnızlığı. İstimlâk edilmiş patavatsızlığın deviniminde Asil bir inkâr, İz bilmez izafi sürüncemesinde, Meylettiğim süslü rötuşlar kadar İsyankâr bir edim. Yap-boz ömrün kıyısında anlık bir iz düşümü Kâfir imgeler hezeyan içinde savruk ve ölgün. Tümden eksilen yalanlardan da sırdaş, Hükümran gölgelere paye verdikçe; Çatık kaşlı nüansı yürek telinin: Mihrabı kaybolmuş bir kez, Ceberut bir teselliyi ihlal etse de ansızın, Kancalarından sarkan izbelerin değiş tokuşu, Varlıksızlığın düş simsarı yanılgılarım: Bilumum serkeş hecelere savrulmuş bir kez Aklımın ve adımın dağınık zerrecikleri. Mağlup gelmenin çok ötesinde, Ölümden ömre uzanan kaygı yüklü bekleyişte, Nazarında en sessiz ihtilal, pervasızlığın kerameti Saklı bir niyaz, sükûtun dilsiz hücrelerinde. |