Yasak Aşk- bir giyotin tezgahında yüreğimi parçalara böler gibi yüreğime sessiz kalıyordun kış gibi soğuk bir mevsim bardaktan boşalırcasına gözümden süzülürken yanaklarıma kimsesiz bir çocuğun yalnızlığında boğuldum ve sensizliğe çelikten zırhlı bir gömlek giydirdim kurşun işlemiyordu ama yokluğun tek atışta öldürüyordu yokluğunda bir ağacın kimsesizliğine yasladım başımı ve uyuya kaldım bir düş gördüm düşün içinde sen vardın sana sarılmaya korkuyordum bir ölümü üstüme örttüm giyindim çaresizliği ve yalnızlığa meydan okudum sonra avazım çıkana kadar sustum sonra sen yasak aşk ben illegal bir sevda oluyordum sonra karanlık zindanlarda kalıyordum her yağmur yağdığında bir yol bulup sana sürükleniyordum sayısız bir yolu tek bir yoldan gitmekti seni özlemek oysa çağırmayı denemediğin her yolu denedim sana gelmek için gönül bahçesinde pusuya düşürülmüş bir karanfili yüreğimin kuytularında sakladım yüreğime batan binlerce dikenin kanamasıyım ben acıyı tatmadan aşkı yaşamak yok bize. ibrahim dalkılıç 18/08/2016 22:20 izmir |