Bana öğretilen o lanet olası üzgün ifadeyi takınınca, daha çok Babamın en sinirli haline benzetiyorum aynada bakışlarımı Ben olmanın lûtfuna adım atmamışken ağır virüslere karşı bağı’şıklık gösteriyordu bedenimdeki değişimler Başları hafif eğik buğdayların güneşe olan uzaklığı kadar uzaktım peynir tabağının kenar mesafesine Yüksek yamaçlardan salınan kardelen çiçeğinin güneşe hasreti kadar Hasrettim verev kesilmiş saçlarımın kestane rengine Cüssem yettiğince boş kağıt karalayıp ikili konuşmalar yapıyorum yalnızlığın hatsafhasında S’özleştim gökyüzü(m) ile gün aymazdan evvel Yıldızlara basarak dağınık ahvâlimin sıcak kumsalına bırakıyorum parmak izlerimi Bir çocuğun kaderi kadar ürkek bakıyorum kapı deliğinden Öyle ki; hayatı içinden çıkılmaz hale getirenlere vecize oluyor yaşam felsefem
Ölü kentin kaçak tütün satıcısı gibi, ilikleyip iki yakamı, göğsümde beslediğim sahtelerin yalanlarını alıyorum avuç içime Hürriyetini kaybetmeyen dilimin ucunda bağışlanmayacak onca söz varken s(k)usuyorum... İstila etmek haddinin merhametine kalmış olanları duyumsamıyorum bile artık Tamam tamam bıraktım, Bu gece olgular dağınık kalsın Babasının her dediğine inanmayan küçük bir kız olarak karıştım kalabalığına çatlak türkülerin, kansız höykürmeler peydahladım ve bıraktım ruhsuz ârafların buruşuk yanlarına k(s)ustu midesi kalkan dilim Giden durumuna düşmektense Hep kalan aptalı seçmekle yetindim
Sen, iyisi mi benim törpülenmemiş cümlelerimden kendine iyi bir şiir çıkart, zirâ öfkemin sesini dinlemeyi itiyat haline getirenlerin Solumun dibine vurduğu şu vakitte, Ne çok taşsız mezar var bilsen.. Ne çok başsız insan gömdüm.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ne çok taşsız mezar var şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ne çok taşsız mezar var şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Sakiniyim buz gibi şehrin gecelerinin..." Hadsizlik sayılmasın .şehrin ve gecelerinin sözlerinde kullanılan "-İn" ve "-nin" eklerinin ikinci kullanılmamış olsa daha akıcı daha anlamlı olmaz mıydı şiiriniz..
Ölü kentin kaçak tütün satıcısı gibi, ilikleyip iki yakamı, göğsümde beslediğim sahtelerin yalanlarını alıyorum avuç içime Hürriyetini kaybetmeyen dilimin ucunda bağışlanmayacak onca söz varken s(k)usuyorum... İstila etmek haddinin merhametine kalmış olanları duyumsamıyorum bile artık Tamam tamam bıraktım, Bu gece olgular dağınık kalsın Babasının her dediğine inanmayan küçük bir kız olarak karıştım kalabalığına çatlak türkülerin, kansız höykürmeler peydahladım ve bıraktım ruhsuz ârafların buruşuk yanlarına k(s)ustu midesi kalkan dilim Giden durumuna düşmektense Hep kalan aptalı seçmekle yetindim
Harikaydı bu bölüm çok beğendim yalnızlık yalın kalmıyor sayemizde..
....................................................Rudyard Kipling.
ŞİİRİNİZİ BEĞENDİM... .......................... Saygı ve Selamlar..