Mahrumiyet Masalı
’küçük bir kız çocuğunun sevgisi kaldı gözlerimde
rica etsem gözbebeklerinde saklar mısın, yağmurlarımda silinmeye başladı da sevgili...’ Uçurum bakışlarından düştüm her gece yüreğinin mahrumiyet bölgesine öyle acınası öyle hevesli yara almaya,yardan sanıp Sonra; Sesinin dağ yamaçlarına tutundum özlemek ne zaman sarsa içimi adımı hatırladım huzurlu bir sabah yağan tatlı bir yağmur gibi sesinden,adımı Gün doğmadan doğrulmayan acılarımın katmer katmer sarılışını sevdaya Sevdanı can bilip sarsılmalarımı beni her kırdığında sevmek senin için olanaksız seni sevmem çok düşsel belki bundan düşlerin, bir yanı huzurlu bir yanı hercai ’keşke anlasan sevgili insan önce dosta açar içini içini açtığını sever sonra Dost da bir nevi sevgili aslında’ Hoşgeldin diyemeden Hoş’ça’ kalmamı istedin Hoş ne kadar kalınabilirse Yanıma,yarınıma sen kalmadıkça... Candan öte sevdiğim cananım! ’Uslu bir kız çocuğunu bıraktım sağ omuzuna gülüşlerine susamış belli ki ağırlık yapıyor yüreğimde rica etsem gülüşlerini hediye eder misin ağlamaya bile mecalim kalmadı; artık avutamıyorum da...’ |
Gönül sesiniz var olsun şairem.Kocaman sevgiler şiir yüreğinize...)