Azade
Umutlardan azade yürek
Ve hatırı sayılır bir yalnızlık içimde Çocukluktan kalma korkularım kırılganlığım Ve düşlerimin kırılmaları, büyümüş olmanın getirisi Getirdi dedimse Götürdüklerine sus payı. Zaten açılmasın zulası kabuslarımın Uyutmam yıllarımı aldı, uyuşmak pahasına... Oysa ne dostlarım vardı benim Kahvesinin hatırı kırk yılı aşan Had bilmez hallerine nazarlık Yanılgıdan ibaret yaşamın İnsan yarası gerçekliği kabullenemediğim! Sanrıların cezası sancımak Uzaklaştığım en acı gerçek! Salıncaktan düştü sanırım Dizleri kanıyor umutların Hayat yaralayıcı En ağır yaralısıyım yaşamın Yaşamanın yarasındayım Yürümeyi unutmak Koşar adım büyürken yaşım Ve unutmuyorken Hata yapmaya kamçılanışları Güzel olandan azade yüreğim çirkin. Fakat gözlere perde yaşam penceresi Ve hatırı epey sayılır acılarımın Çocukluğumun gözünde saygın Avaz avaz susuyor çocukluğum Dayanık(lı)sız büyümeye Aheste bir ’jan’ kilitli yürekte Dilde kelepçe Susmak için Konuşursan kesilir Susarsan en büyük yara senin Bu yüzden, bir tutsak bir azad güvercinleri yüreğin Şimdi sus vakti yüreğim. Sus! Sabır boğazındaki kilidi kesene kadar. Sus! |
Kaleminiz daim olsun...