seni bekleyeceğimsoğuk bir duvara yaslıyorum sırtımı, bir taş kendiliğinden düşüyor, bir kedi sessizce geçiyor önümden, bir serçe çığlık çığlığa göğü yırtarcasına uçuyor. ve dağların doruklarına küskün bulutlar düşüyor. yüzüne hiç dokunmadığım bir sokaktayım. evlerin bahçelerinde incir ağaçları, salkım salkım asma, ve ıhlamur ağaçları, zemheri soğuk bir mevsimdeyim. ilk özlemde yaprak döken papatyalara sarılıyorum. lal bir dilin sessizliğine sarılır gibi, ama kuş sesleriyle yankılanır yitik göğsüm. nasıl anlatsam seni, nasıl yaşasam bu özlemi bilemedim. bir kadının uzayan saçlarına dokunuyorum, birdenbire buz kesiliyor ellerim, parmak uçlarım kaçakçı bir mevsimi yaşıyor sanki, ve sanki bir caddenin ortasında vuruluyorum, en kuytu ölümlerden geçer gibiyim, üstüm başım soğuk bir kış mevsimi. yüzünü hayal meyal hatırlıyorum çocukluğumun, hiç görmedim sesinin ağladığını, ama titrek bir ses tonundan doğmuş gibiydim. usuldan bir gece sessizliğini koruyordu üstümde. ve bir bir ele veriyordu ağlak düşlerimi. seni arıyordum, göğsümü döve döve. yüzlerce düş kuruyordum, bir düşüm senden ayrı gitmiyordu, her yanımda sen vardın, tenimi karış karış dolaşan bir şiir gibi, ve kan tükürerek seni arıyordum. sanki bütün kapılar yüzüme kapatılmış gibi, yaralıyım, kanım yalnızlığımın içine akıyor. ürperiyorum, korkuyorum, sessizim bir çocuğun hüznüne sığınıyorum. müebbet almış bir çocuğum ben. ömür boyu seni bekleyeceğim, özgürlüğü bekler gibi. ibrahim dalkılıç 06/08/2016 00:15 izmir |
Kalemin daim olsun
____________________________Selamlar