Hoşgeldin Babam Yüreklim
....
ey aşk kâlbimi avuçiçlerinin coğrafyasına emânet ettiğim günden beri kırk mevsim baharı yaşatıyorsun ya bana inan hiç eksilmiyor saçlarımın tellerinden sarı ve beyaz papatyalar ve de ellerinin şefkâti ahh o öpülesi ellerinin şefkâti yok mu merhem oluyor göğ(s)üme saplanan z’amansız vaveylâya yarasız, beresiz en güzel sevdâya kanat çırpıyor özgürce içimin mutluluk kuşları her an her sâniye her dakika anemon çiçeğim, gelinciğim, kutsanmış gülüm deyip bütün çiçek isimlerini tanrıça isimlerini yakıştırırken kimliğime korkma yaklaş diye çığlık çığlığa bağırıyorsun ya ard arda evet...eveettt ilk defa suç değil diyorum sevmek suç değil suç değil ilk defa inanıyorum aşk’a aşk’la kimse görsün istemiyorum olay yerini delilleri yokediyorum kendi dünyamızın meridyen ve paralelleri arasında kötü nazarlar bulaşmadan sevgimize masumiyetimizle işaretliyorum tüm alanı "dokunulmaz" levhâsını asıyorum en görkemli şekilde avuçlarının içinde nasıl da şımarıyor yüzüm dudaklarının ıslaklığıyla nasıl da yüceliyor alnım bir ay şâhit oluyor bir sirius bir de Yaradan delice sevdiğini söylüyorsun delice e l i c e çılgınca koşuyorum soluk soluğa bütün kitapları,ansiklopedileri,sözcükleri karıştırıyorum bütün dillere çeviriyorum manâsına varmak için aşkın yok yok yok böyle bir aşk yok bedenim, kalbim, ruhum hep birlikte kırk kez sesi kısılana kadar haykırıyor adını tam tamına kırk kez kırklanıyor geçmişteki dilsiz acılarım yüreğim nefesinde soluklanıyor yaramazım pervâne gibi dönerken peşimde oda anlamış olacak ki ayaklarıma sarılıp,kıskanıyor masumca bir babam vardı sanıyordum seveceğim, sevebileceğim bana sevmeyi, yaşamayı, nefes almayı öğreten adam hoşgeldin ömrüme yeniden yaslanacak omuzum sonsuzluğum gün’eşim hoşgeldin o ş g e l d i n... nagi han |