İçerdeki Metropol Şehir
İçimde ne çok orman yangını
Ne çok petrol atığı, egzoz dumanı Ne çok yaşam kaygısı, ölüm çığlığı Ne çok yardım feryadı, çıkmaz sokaklar Kaderime inat, ne çok felaket var Tarifi imkansız metropol bir şehir Yaşadıkça kanıma pompalar zehir Bulamam panzehirini, hangi kaldırımların dibinde Hangi beton binanın girişinde Hangi maviliğini yitirmiş denizdedir bulamam. Oturup bakıyorum gelip geçenlerin yüzüne Sonra dalıyorum bir deniz hüzüne Güya herkes mutlu, herkes bu şehre kefil Bir ben mi varım bu yerde tek sefil? Bir ben mi değilim sevilecek kadar asil... Bir hamalmışım gibi tüm şehrin ağırlığı üstümde Hasırı, bulutları taşıyan kirpiklerim Nasırı, yarası pıhtılaşmayan kalbim Beni aştı yarin uğruna verdiklerim Tozlanmaya yüz tutmuş asfaltın altında yüreğim Her gün koşarak geçer de, bilmez sevdiğim Bilmez gözümden akan asitli koca gölü Çünkü o, vefasızlık filminin ödüllü başrolü Çünkü o, sevmek nedir bilemez görmez beni gözü. Ama yinede gelir beni dağlar onun hasret közü Aldığı her nefesle hayat kayrasına ihanet eder Gözüne kestirdiğini kendisine av seçer Bir çift gözü ile avını acıların içine iter Bıktım bu acılardan, bana ölüm gelsin yeter Mezarımı kazsınlar, olmasın içinde keder Oyunlar kuramasın üzerime daha fazla kader Umarım tabut, bedenimi içine kabul eder Ölürsem, en azından toprak beni sever.. |