Seni Sevmek
Ben gönülden kavuşmalara hasret
Gözden ayrılıklara doymuş adamım Ağzımda sevda tohumları taşırım Leylekleri anlatır her bir adımım Onlar gibi göç ederim durmadan Başka başka diyarlara uçarım Bulutlar üzgün, gökler kâfi Benzerim biraz da çığlık atan martılara Kayalar keskin, deniz kirli Her gün bir lokma sevdamı ararım Ne bulduysam şimdiye dek Hepsi küflü, hepsi zehirli Artık iştahım da yok Olanlara itirazım da. Elimde yanan bir tütün ile, Emekleyerek gidiyorum ölüme. Umursamazlığı anlatıyorum, İçimde lanet bir hüzün ile... Yıldızlar bile sönüyorsa güneşin önünde Ben Nasıl boğulmayayım, ömrümün nehirinde Oysa ne kadar güzeldi eylül akşamları yıldızlar Ne de ılık düşerdi şubat günlerinde beyaz karlar Ne de masalımsı uçardı nisanın içinde kuşlar Ve ne çok umut taşırdı temmuzda çizgi çizgi bulutlar Ne güzel şeydi onca kışın üstüne Taze baharları sende bulmak Ne güzel şeydi kurak bir çölde Yağmurları sende aramak Ne güzel şeydi yalnızlığın içinde Seni kollarımla sımsıkı sarmak Ne güzel gülüşün vardı öyle Bana küçücük bir tebessüm ettiğinde Unuturdum tüm yaşananları Ama sen benim farkımda bile değildin İstemezsen bir bulut kadar yakınında İstersen bir parmak ucu kadar uzağında olurdum Ben seni öyle severdim ki Ağlarsan deniz olup yanağında Gülersen kuş olup gamzelerinde Seversen ölene kadar yanında Bakarsan yayla olurdum gözlerinde Artık ne yılların bir farkı var Ne ayların, ne de dakikaların Farkeden birşey varsa bile O da yalanı olmayan şeffaf aynalardır Belki de bu sana sunduğum son vedadır Farkedilemeyen gitmelerimden.. |