DERTLER YÜREĞİNDEDünya kazan, zaman kepçe Çoğalır her hüzün Mutluluk eksildikçe İndinde yol olsa nazenin Demli bir sükûta Bin ayıp örtermiş En vakur dokunuşlar bile Mabedinde konuşlanan Yarım bir yara gibi Kırık dalların tutuştuğu Bir yangın çıkar çeperinde Gri renkli bir toz bulutu Gebe kalır en içli ezgilerinde Çekilir karanlıklar Göz uçlarından semaya Ve bir mısra kayar yüreğinden Düşer buz tutmuş ellerine Sıcak bir nefes gibi Bir yudum mutluluk Var sanırsın tasında, Ha içildi ha içilecek Alaycı bir tebessüm belirir dudaklarında Ağır soluklu sesler tırmalar kulaklarını Sonra muteber imler, İtibar yüklü gölgelerden uzaklaşır Yarım kalır nakaratlar dilinde Kırık notaların hüznünü Serpiştirmeye başlarsın yüzüne, Saygıyla yâd ettiğin maziden Ölgün bir papatya demeti Alıp sunarsın sevdiğine Tutuklu mizacının Bakmazsın edepsizliğine Avuntu dehlizinde gönülsüz Aksak ayaklı üç beş sözcük Bulursun kendine Sessizce cem olur artık Bütün dertler yüreğinde Müşteba Güneş |