Mardin
Ne gelgitler eskidi beyin loblarımda
Ne zamansız ölüşlerin Tenimde mülteci sessizliğin Ne de çok elvedalar sonlanır yaralarıma Oysa benim ölüm yanımdın Samanyolunda yalnız kalmışlığım Açıkçası benim diye yaşlanırdın Cümle aralıklarında Sonra gözyaşlarıyla donanmış sonbaharlar Ve benliğim dökülür ölüşlerinden Sonrası yarım yamalak bir gökyüzü Martılar özgürlüğünden dem vurur Sonrası da yokluğuna alışmalarım Belli ki en çok denediğim. Beceremediğim kocaman bir mesafesizlik Hâlbuki sensiz de yaşanılıyormuş Mardin’in öksüz kalmış bir kilisesi kadar Mardin’in allahsiz geçen her saniyesi Senden vazgeçmekle söz kestim Senden sonra, hep aynı heyelan kopar gecelerimden Senden gayri hep aynı mağduriyet Ey Mezopotamya Bu kadar mı yanılıyormuş gülüşlerin Yarım kalmış nefeslerin Bedenimde Dicle nehri kadar ölümcül. 24.02.2016 Çarşamba |