İki Sevda Bir Şiir
Vuslatın açlığında sıcacık bir aş gibi
Hoş gelmiş mühür gözüm, şeker balım hoş gelmiş. Gaflet uykularından ışıl ışıl düş gibi Hoş gelmiş türkü sözüm, bahar dalım hoş gelmiş. Bir nefeslik yaşamın ödünç şehirlerinden Üşümüş gönüllerin türlü kahırlarından Haraç, mezat zamanın hain sihirlerinden Hoş gelmiş sessiz sazım, gönül telim hoş gelmiş. Kışlara gark olup da bahara geç kalmadan Zamansız yağmurlarda kalıp da güç olmadan Şu vefasız dünyada kocaman hiç olmadan Hoş gelmiş mavi yazım, sefa gülüm hoş gelmiş. Can bardaktan sevgiyi içerek yudum yudum Bin dileği yürekten süzerek tadım tadım Dağ, taş,toprak demeden sabırla adım adım Hoş gelmiş hasret közüm, vuslat yolum hoş gelmiş. Masallarla donanmış mas mavi düş bahçeme Lale, sümbül, menekşe çiçekli hoş bahçeme Mutluluğu diktiğim kalpteki iş bahçeme Hoş gelmiş yürek sızım, yaşam gölüm hoş gelmiş. Bak düğünü kurmuşlar allı morlu çiçekler Neşeyle dans ediyor türlü türlü böcekler Gül, gülistan olurken tarladaki göcekler Hoş gelmiş körpe kuzum, şiir dilim hoş gelmiş. Seni görünce gökte uyanmış umut kuşu Yıldız yıldız şafkımış bir avuç çakıl taşı Yoluna dökülürken karanfillerin düşü Hoş gelmiş sevda özüm, aşk_ı halim hoş gelmiş. Güven şefkat yol imiş babanın bucağına Sefalar getirmişsin atanın ocağına Mutlulukla bir olup ananın kucağına Hoş gelmiş nazlı kızım, vuslat yelim hoş gelmiş. Yüksel Beyocaktan (16.06.2016) |