AŞKA ÇAĞRIKör kuyularda Yusuf idim, Dağ kapı meydanında Şeyh Sait püstü, Çölde Mecnun idim, Çaresizlik içinde Leyla’sını arayan. Benim Leylam sensin, sen. İki elim gökyüzü semalarına dua için açılmıştı; Senin, bana gelmen, Senin, benim her gece yangın alevi olan yüreğimin çığlıklarını duyman için; Senin, ben… Benim sen olduğunu anlaman, Ve yüreğimde beslediğim o kutsal aşka inanman için; dua ettim. Oturdum gece-gündüz demeden, Allah’a yalvardım. N’olur “O” benim feryadımı duysun, kalbimde ona beslediğim aşkı hissetsin. Benden başkasının elini tutmasın. O acıyla yaşayamam, ölürüm. N’olur benden başkasına varmasın. Ben Spartaküstüm; Köleliğin çığlığından çıkıp, Senin o güzel yüreğindeki “AŞK” için savaştım Meydan muhaberelerinde. Kendimi zindanlara vurdum. Adını kazıdım kalbimle birlikte zindan duvarlarına. Sesimi duyman için; Aşıklar şehri Paris’in en güzel eseri olan Eyfel Kulesinden, Amed Surlarına varana dek çığlık çığlığa ismini sayıklayarak bağırdım. Adını bütün dünyaya ezberlettirdim. Ben sana AŞIĞIM, sende artık cevap ver aşkıma. Yokluğunda Mem olup zindanlarda zincirlere vuruldum. Sen benim Zin’imsin. Gel, yetiş nerdesin sen. Gel, derdime dermanım ol, Zin’im ol. Kerbela çölünde; Hasan- Hüseyin idim… Kızgın kumlara yatırılmış aşkını besliyorum susuz, O kızgın kumlara dökülen her damla terimde tutta, Damarlarımdaki kanımın içindeki yaşama sevincimde sen varsın. --- MAŞUK GLTKN--- ---05.09.2014--- -----VAN----- |