UMUDA DAVET!!Kimbilir kaç yıl kaç mevsim tutuklu kaldı Saçların başında ki iğneyle kuyu kazdığın Çiçekli iğne oyası işli yemeninin içinde Kimbilir tutsaklığı kaç asırdır taşıdı kır saçları Çıgan müzikleri romen havası yarım asılı kaldı Tutuklu saçların haykırdıkça dağıldı bozuldu başı Kimbilir kaç sabah uyandığında Gül resminin izi kaldı yanağında Kaneviçe işlediğin yastık sargısı Kaç dipsiz rüyâdan uyandın hayâllerinin çözüldü bağı Uyma dedim! Bırak mavi denizlerin rüzğarına dağıt saçlarını Kırma dedim! Eymen çiçeklerin taze başını Çok kış geçti Sırma saçlı ülkemden Gelincikler ağladı İçin içini yedi de doğmadı ruhumu dolduran Yeni bir renk Yeni bir şiir gözlerimden geçip gitti trenler Sanırım ki; epeyce yol var Ya da hiç gelmeyecek beklenen gün Göçüp gideceğiz öte tarafa yüzyüzeyiz her an ölümle Mevsiminde ilkbaharlar yazlar Uç böceğim uç uç yusufçuk Çık derin kuyulardan bitsin içimizde ki Yedi yıllık yoksulluk Başak sarısında tutsak Mavisini yitiren çoluk çocuk at kısrak Yırtık bir gecenin karanlığından Kimler yazgıların eteklerini sıyıracak! İnsanoğlu zamanın kölesi Aşkın kırk düğümlü elbisesi giyinmiş kuşanmış Yusufun gömleği ha yırtıldı ha yırtılacak Sen baharı düşleyen bir gelincik bir kelebek Çöl avazında bir nara Analı babalı öksüz Anadolum Yüreği yanık türkiler uçuyor dudaklarından uzak diyarlara Ağır işliyor saatler zaman tez geçiyor görünsede Az önce Züleyha geçti Rüzğarların yanık yüreğinden Ortalık adamakıllı karanlık süt liman Düşten düştü! Gök-ten üç elma Bir umudun kıyısına diz çökmüşüz Bağdaş kurup sofra kurmuşuz Ruhumuz yaslı Yüreğimizde Züleyha yanığı çöl sahrasında ülkem! Tutsak saçlarında köyler şehirler kentler Benim yüreğim hep bir İzmir ilçesi Ah! İzmirin dağlarında çiçekler açar Tatlı bir gülüş pek yaraşır ankara rüzğarına Ah! İstanbul yedi tepe Çanakale geçilmez Konya mevlana’dan semahlarla On bir ayın sultanı geldi ramazan Türkiyem Türkiyem cennetim! Benim eşsiz milletim! Birbirinize kenetlenin! Yok bize bizden başka dost Yok bize bu ülkeden başka cennet!! Ah! İşte üste yok başta yok! Gökyüzünde bulutların Denizlerin elbisesi yırtık Vuruyor kıyılara sütlü verimli memeleri Med- cezirlerle Alemin koca karnında bir lokma Sırtında hırka At sırtında seyyah Kimbilir kaç çıplak kaç fukara geçti Bu alemden ahiri- zamanda... Nurten Ak Aygen 13.06.2016 |
sagılarįmla