Şuh...
Beni bağışla
beni önce güzel hatırla Sonra susku biriktirir gibi biriktir gırtlağında Elbet tadacaktır her nefs çaresizliği Bunu unutma Ellerim bir kuşun kanadına değiyor yeniliyor omuzlarım devriliyor üstüme gök Kuşlara yakın kurşunlara uzak çoğrafya hasretidir bazen şiir İnsan gözü göğe dönük ölüyor bunca yıldır burada Yaşanmamışlıktan değil yaşayamamaktan oluyor tüm bunlar bunu anla beni anlamasanda olur nasılsa Kanayıp kalıyor kandırıldığımız yerde bahar sonrası topografya yeşili bomba sesi kurşun vızıltısı kan kızılı Beni bir unut bin hatırla hatırlı yaralar soktum karın boşluğuma İnsan boşluktan düşmüşe dönüyor ara sıra Sen beni annem gibi doğurabilir sonrada emzirebilirsin Çünkü bazen k/adından yaralar büyüyor terlemiş avuçlarımda Hepi topu bir nefese doğduk bir nefese öleceğiz Bu yapış yapış kancık kuytusunda / Hey insan unutma dünya kovulmuşluğunun ikametgahı bu sürgüne bel bağlayıp durma / Sen Boşluklarımı öpte soy beni Dudaklarındaki ölçüsüz kahkahanın tınısına bulansın göğsümdeki yangın Sen Gül güzelim tebessümün sese sesin kahkahaya dönsün dönsün ki huzuru bozulsun şu şehrin Ölümden çocuklara Anneden ağıtlara Babadan gözyaşını bozulmayan huzur Bir gülüşün şen şakrak şuhluğuna niyeti bozabilir bu şehrin balçık bulaşmış göğsünde... Beni kuşlardan hesap etsinler alacağım var şu gökteki kanat sesinden kıvrılıp duran belindeki çukurdan Oysa bu gök hepimize yeter dedim diye kestiler dilimi... iman ettim insan icadıdır ölüm ve yalan... |
"hatırlı yaralar soktum karın boşluğuma"
ne çok şey demişsin...
Şiir içinde her duygunu harmanlayıp sunumun çok başarılı.
Şiirde iskelet sağlam bir kere ve gerisi geliyor zaten.
Kendi ütopyasını kurmuş şair, gerçekten kopmadan, doğru diye sunulan yalanın içinde olduğumuzu hatırlatarak...
yüreğini şiirler öpsün e'mi
sevgimle hep...