ÖNCESİZLİĞİN PERÇEMİNDE...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Titreyen nameler sırt üstü uzandı ve tehdit yüklü bir gölgeyi sürgün ettim. Teması hazan bir düşüşün, sırları ayyuka çıkan o nazenin meleğin rahmetiyle dirildi düşlerim.
Hezeyandı yenik düştüğüm,
Gönülsüzdü her cümle kıble bildiğim. Nasıl da ısrarcıydı demlendikçe buharı devşiren yüzünün, Yüz vermediğim her imde Tehdit yüklü bir gölgeyi mademki Mabet eyledim, Ya sonrası? Öncesizliğin perçeminde, Ölümün niyazında Ve elemin serzenişi iken Boyutsuzlukla arama nifak sokan. Üstelik… Yoktu ki sonrası, Sırra kadem basan bir aşkın hükümranlığında, Elimde kırık pergelim Hele ki olmayan bir miğferi nasılsa Geçirmişsem başıma… Başı olmayan bir hikâyenin güncesini tutuyordum Usulca, nazik bir eda iken Rütbesi kayıp, Ya da soluk bir yıldız Ayazlarda donan bir yürekmişçesine Tutuşan indinde Nazenin bir dokunuşa bedel biçen… Yine de yenik düşen, Yergisi, yılgısı tarafsız bir buluta Revnak bir anlam yükleyen. Damıtılmış aşkların miladı iken özlem… Ya sonrası? Düşüşe geçen bir düş’ün kim bilir Hangi perde arkası Ve sıvazladığım gök kubbenin pervazında Kuş bakışı âlemi süzen en beyaz melek: Saflığın rükû bildiği Gönülsüz bir sevdaya düşmüşken yolum, Pervasızca soyutlandığım bir mihrabı mademki Milat bildim Ne fark ederdi ki, Olmasa da devamı hikâye bildiğim Bir tefrikada saf tutan En saf yanı işte o çocuk sevinçlerimin. |