Hayal Kırıklığı
Ne dayanaktır ana
Ne umut Ve bu gün ,şimdi o sabır dedğin Yağsız bir urgandır nefese can veren kalkımlarda Sıktıkça sıkar Ölmemek için yaratılmaya çalışırsın Bilirsin artık azalan yarın varsayımlarında İlk defa mı tadıyorum ey ömrüm Neden bu kadar kanıyor sesim Yarım kaldım selamlarda Yarımdım tutunmaya yeminlendiğim hatırsızlıkta Ne güzel demiş Bilmem kim demiş Dışı seni yakar Çoktan yandım içinin yangınlarında Bir uyku dolanır Gözlerime varamayan bilincimin kendini aldatışlarında Bir özlem içtenliğe dair Rivayet ola anca Yandım Yandım uzakların maviden yeşile dolanan sahte kahkahalarında Ölmeye ahdeder mi insan Düşüp sözlerin bıçağından kan tutan aklına Hele Dolunayda Öldü nice ruh bahar önü Bir hanımelinin ayartıcılığında Sayıp sayıp günleri Asıyorum gönlümün bulutlarına Hadi diyorum dayansana Bir çocuk el ediyor Gözleri dünya Yüreği güneş Tam göbek bağımdan Biliyor musun seni senden bile çok severdim Azıcık dokunsaydın ellerimin kıvrımına Ama Gözler uğramıyor buralara Akşam rüzgarlarının sert dokunuşlarında Savruluyor sahipsiz Ölümlere yatmış bakışlar Görmeye değil bakmaya Korkuyorum anlasana Korkuyorum artık acıdan Korkuyorum insanın insana yaşattığından Uğramayın limanlarıma ey kuşlar Kanatlarınızı çırpamazsınız bu gri suların alnında Uğramayın çiçekler toprağıma Bitemezsiniz,varamazsınız yarına Kırıldım Çok kırgınım Kendime önce Niye bu kadar çok sevdim diye Sonra sana Neden uğradınız kıyılarımın düşten kalmış sevdalarına Saadet YILDIRIM |