SEVEMEDİM...
Gülmeyi unutan tehdit gömülü isyanını
O zaaf yüklü kırlangıcın kanadı: Tünediği hangi dal ise Seyrek lügatimin son hecesi. Esrikli bir gölgede ve hükümlü bir aşka meyleden Kekremsi bir yalnızlık belli ki; Zaafı ve tecellisi sevdanın, Bir düş’ün kanatlarına serpiştirdiğim Ve isyanı yüreğin ki demli bir sezgide Unutulduğumdan beri. Ben sevemedim ne karayı ne de geceyi: Kara gözlerinden dökülen yaşa da meyletmedim, Ağlasa da elası gözlerinden yansıyan. Hem tecelli etmedi mi zaman yine, Titrinde üç beş imgenin Belki de soluklandığım şu basiretsiz tümcede? Ve tefekkürüne yüreğin cebelleşirken can pazarında, En nazenin seyrine sahip çıkmadı mı evren? Laf mı benimki de, Yine de belli mi olur; Nöbete durduğum her gece, vedalaşırım hazanla Ve tehir ederim hüznü. Hem de en acıklı iç dökümünden paye çıkarırım Ve teyellerim sol yakama, Kuruttuğum o soluk pembe karanfili. Mimlediğim bir sanrı hayli sancı yüklü, Gölgelendiğim en aykırı duvar dibi Soluklandığım her molada, Yakalandığım ağlama nöbetlerinde Vuku bulan o dipsiz boşlukta. Teferruat yüklü belli ki sarkaç, Devindiği hangi hutbe ise Yüreğin iz bildiği. Yankısını ve yangısını; Sezginlerde iç geçiren onca güfteyi Hatta yaftalandığım o metruk heceyi Kar bildim bileli, Boy verdi üzünçlerim, Islak bir mecrada, sürdüğüm boş tarlalarda Ve sürgün düştüğüm o mecazi aşkta. |
en içten selam ve saygı dileklerimle.