duruldukta coşkun akan bulutlar duru bir deniz olur berrak yüzleri hep hurileri andırır derinlerde, en derinlerde esrarlı bir cenneti murassa beşiklerde zamanı uyuturlar ninnilerle
mavilerin yapayalnız boşluğuna uzayıp giden masallardan evvel zaman içinde ki aşklardan kör kurşunlar girdiği vakit yüreklere terk edilmiş ülkelere en yeni haberleri götürürler
gecenin eşiğinde yağmalanmış kentleri örterler sonra yıldızları avuçlayıp gönüllere serperek delinmemiş inci kıratı kadar güzel... sunarlar ruhi bir nefesin ılık soluklarını
bir heyecandan çıkıp başka heyecanlara koşarak sonsuzluğun ağırlığını taşırlar omuzlarında itirazsız ateşler söndüren bir saba esintisine benzer yalnızlığın en ucunda ayak değmemiş en tenha kıyılara kuytulara ,dar patikalara,çıkmaz sokaklara serin bir yağmurla doyumsuz şerbet içirirler
sınırları karıştırmadan mevsimleri şaşırmadan nevbahar gibi ya sevgiden yorgun ya sevgiye vurgun mavi bir ahengin mersiyesini okurlar can yakan kızgın kumlar üzerinde alev alev yanan kor parçası halinde zikirlere karışmış hu çeken bir derviş misali
kıyameti koparır sağır ışınlarını bozkıra salan güneş hülesa yağan ateş etraflarında ateşten haleler can havliyle bağrışan insanların haykırışları çaresizlik solukları kesilenlerin can çekişenlerin hırıltıları
yapayalnız bir tepenin üstüne mistik sırlardan bir elbise biçmek için kimsesizliğin tam ortasında uzun uzadıya giden yollardan vadinin başında nöbet tutan şelalenin şakırtılarından her vakit izzet-i siyah bir mahşer aydınlığı bırakırlar meçhul bir zamandan beri toprağa
bulutlar sarhoş ve ahenkten bihoş yağmurlardan önce aşka kasem edercesine gölgeleri sızar sükunetin üstüne bir uçtan bir uca mavilere tutsak her mutluluktan pencereler açarlar emellere
gökyüzü çıldırmış yere düşmekte alevler kırmızı-mavi renkte gömleğini yırtıp rüyalardan uyandırırlar cümle alemi gök dokunuşuyla keserler hayatın boynunu akıp giden zamanın başına bıçağını vurarak
çöken felaketin sesleri yankılanır karanlıkta yollarını değiştiren ışık füzeleri bulutları yırtar gittikleri yön yanan vucutlarını soğutmak için karlı yerlerdir karların izinden mavi tabutlarla taşınır ölüleri
her sabah heyecandan uyanıp der ağlayarak gider bulutlar uykunun tüm mahmurluğunu silerken gözlerinden özlemini duydukları dünyanın her köşesine hayal bile edilemeyen yerlere yeniden doğup yeniden yürürler vakit aşığın maşukuna ulaşma vaktidir artık
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bulutlar mavi bir deniz şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bulutlar mavi bir deniz şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Emek işi,usta işi bir eserdi okuduğum. Şiir hazzını alarak tekrar tekrar okuduğum bu müstesna eser için kutlarım,dost kalemi tüm içtenliğimle...Sevgi,saygı ve esenlik dileklerimle...
bulutların gizeminde özgürlüğünde insanlığın savaşsız ve barış dolu bir dünya hayalini okur gibiyim şiirde. yağmur, nem, bulut bir döngüdür alemde.yaratıcının ilmiyle devran sürer. insanlık bulutların çok gerisinde.... her türlü kötülük yüklenmiş insanlığa...düşündüren derin bir eser kaleminize sağlık üstadım
Şiir hazzını alarak tekrar tekrar okuduğum bu
müstesna eser için kutlarım,dost kalemi tüm
içtenliğimle...Sevgi,saygı ve esenlik dileklerimle...