REŞİT BİR SANCI...
Dünsüz bir döngüde olmayı dilerdim:
Öncesiz ama geri dönüşümsüz. Bir miladı yeğlerdim an’ı mühürlediğim Damgalı bir kelamda, Sonrasız bir mekânda, Kıblesi yürek sesi olan bir selamda. Hüznü yolduğum bir papatyaya özendim dün gece: Islak toprağa sen diye ektiğim yoldaş bir imi, Mabedi yokluk olan sefil bir hükmü Ve unutmaktan men ettiğim benliği Ama sorma sen yine de. Övgüleri dizdim ölüm öncesi, Sonrası gizem yüklü bir satıra gizlendim Gün ertesi. Kırık plağın arka yüzünde bir resimdi Seni son gördüğüm o ölümcül rütbe: Cilt cilt kitaplara yığdığım Dengi olmayan bir aşk’a meyletmişken Titrerken gönül sesi. Bağnaz bir mağlubiyetti belli ki, Titri bir gölgeye rast gelmiş bir makam, Adı olmayan bir varlıktan Sinsice sızan derin bir hüsran Ve edimsiz bir mevkide, Sığındığım ulu rahman. Mademki yoksundum varlık öncesi, Mademki yoktun milat ertesi, O ritüelde titredim, İçin için yanarken elimin tersi. Aykırı edimlerin yürek burkan sessizliği: Devinen gönülden de yorgun zaman. Gönülsüz hükümlerin muhatabı benlik: Susmak belli ki asli görevim. Meylettiğim ömrün ilk ve son hutbesi; Dilimde kekremsi bir sessizlik, Yüreğe oturan ölüm öncesi. Dünden giydim beyazı, Beyazın arsız ve sırsız yalnızlığı. Gönülden damlar yaş da görünmez dışarıda, Yağan rahmete dokunan Mevla’nın yüce ismi, Telaffuz etmeye doyamam ifşasını sevginin, Nasıl bir aşk ki; Sevmeye doyamadan yetmez oldu ikbalim. Reşit bir sancı, ansızın sızan ve büyüyen, İlksiz bir vebal belki de eremediğim, Dönüşümsüz bir yol, Düştüm düşeli bu aşka, Varamadığım. Tutanaklarda kayıtlı bedeller, Sonu gelmek bilmeyen yüklemler; Neşriyatı adsız sanrılarda, Sakıncalı mihraklarda Ve dönüşümsüz, muğlâk batılında Ömrü yâd ettiğim gizil bir hazine belli ki Sığındığım pervazından, Kuş bakışı mimlediğim devrandan Arda kalan o silik silueti, Adlandıramadığım bir hükme Yenik düşen en izafi açılım Rahvan yüreğin kırsalı, Önsözü kayıp bir romanın En büyük ayıbı. Mağdur imler kadar tehdit yüklü Bir sarnıç: Doyumsuz bir ruhtan sızan En derin arzu. Gel-gitlerden öncesi, Mazlum bir ruhun İsimsiz güncesi. Vebali boynuma ey hayat, Sen yeter ki sakla adımı ilk sırada. |