birlikte özleyelim bizibir gebermenin ertesinde kalır gibiyim. doğmamış bir gün gibi karanlık, ve kanlı bir nehirde yüzümü yıkamak gibi acımasızdım. unutma ki, bu dünyada ikimiz de yolcuyuz. sırat köprüsünden geçiyoruz. ve ikimiz de, aynı dünyanın, aynı bulutuna tutunmuşuz. ben maviye hasret yaşıyordum. sen mavinin kendisi oluyordun. ve ben seni sevmenin hamalıyımdım, kaç özlem ağırlığında, kaç yurt edindim seni, bilemezsin. oysa gökyüzü kadar çok sevdim seni. kirpiklerinden süzülen, bir damla olsam. yanaklarını öperek, yanaklarına dokunmak isterdim. elmacık kemiğini sonsuz öperdim. ve biliyorsun ki sevgilim, ben koklamadan öpmeyi sevmem. seni koklayarak öperdim. senin kokun nefesimin baharı biliyorsun. ne kadar çok yaşadın içimde, ne kadar çoğalarak. ve dünyadaki bütün yağmur damlaları gibi, bir bir ıslattın bedenimi. tenimin her metre karesine dokundun. bir tohum gibi filizlendim. seni özlemek, nefesin ciğerlerinde sıkışması gibidir. ne yaşadığın, nede öldüğün anlaşılır. sadece özlersin, bende sadece özledim seni. yaşamak kimin umurunda der gibiyim yine. ve bir umman denizinde, boğuluyor gibi seviyorum seni. tükenerek kör oluyor gibiyim. fırtınayı avucuma aldım, karanlıklar içime sızmış sanki, göğsümün tek sığınağı sensin, güneşi kucaklar gibi göğsüme yasla başını, birlikte özleyelim bizi. ibrahim dalkılıç |