Günahkar
Yasa dışı bir dille bozuyorum
Alfabenin kaidesini Ağzımın en tenha yerinde istiflenmis harflerle Çürümüş ruhlar arasında Işımadan dünyanın gözleri Ayaz bir şehrin duvarlarına, anarşist şiirler yazıyorum Bir eşikte yüzyıllar eskitmis beklemekle Sahit tutarken hayalini Ellerin yüzümün sınırlarını çiziyor Göz çukurlarima sığınırken şehrin divane kuşları Belki yorgunluğumu onlar anlar Dupduru ağlar Ruhumu masallara barış diye taşırlardı Kendimi denizle bir tutuyorum Gemiler ayrılıyor Liman liman çığlığımı götürüyorlar Tütün bulaşmış dudaklarında hüzünlü ıslık Bilmediğim topraklara seni götürüyorlar Uçsuz bucaksız haritalarda kayboluyorlar Dingin karanlıkta yapayalnız Tuzlu kahrolmuşluğum Yıldız gölgeleri sürtünürken taş kalplerine, Uykusuz kaptanlar uğruyor felaketlerime Keşke bir su gibi gidebilseydim senden Aksaydım avuçlarından kum olup Keşke bir martı kadar şanslı olsaydım İnziva gibi çekilseydim denizin dibine Ve keşke yüreğine saplanmış batık olsaydım Durmaksızın kan kusuyor sevgim Var yok arası bir yerde Ne vardı sen yoksan, her şeyde ? Her şey, ve hiç bir şey aşkına Kurtulmak istedikçe sesinin çağrısından Yokluğun yontar toprağın yedi katını Tamamlamak için araftaki beni Adın aynaya kazılmış kuyu Ay batar, gün yanar sana düşerim... |
Harf harf ve en derinden, her şey ve hiç bir şey aşkına ,aşkla kıyama durur mu ruh ?
Sen ruhu mücevher kadın bence hep yaz ve hiç bırakma o zehri yüreciğinde sevgimle her dem şiirle