Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
’’De ki: "Allah katındaki âhiret yurdu diğer insanların değil de yalnız ve yalnız sizin ise, eğer doğru sözlü iseniz, hadi isteyin ölümü!" ’’ Bakara Suresi/94
... bu, şart mıydı?
bilmiyorum!...
_gönlünden sızan kızılcık şerbeti değil de, yalnız ve yalnız buz ağı ise ve ellerin semada açık değil de , yalnız ve yalnız hükmünde ise_
ölüm, Tanrıya vuslat yolunda bir kapıdır ve kuma gömülü başın unutmuş ise bu adresi karşıdaki boş kaldırımda üşümüş mum damlalarıyla dalıyorsan kehanete cebindeki söz kırıkları batıyorsa avucuna hakların, siyah tuale fosforlu renklerin anlamsız darbeleriyle dökülüyorsa, ve beyaz noktalar kalıyorsa hayatın gözlerinde o an; dur ve dinlen! bir nefes, bezgin yolcu at omzundan çuval, çuval sürüklediğin dilenci kılıkları / maskeleri çırılçıplak dur ayna karşısında, korkma! dik gözlerini özgünce gelmişe, geçmişe ve geleceğe
unutma, bu hayatta yalnız değilsin! ve Tanrınla dostluktur huzur, savaş değil
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'Güzel bir şiir gibi' diyeceğim ben de Garip Tuna'ya öykünerek ama aynı yerden hareket edip aynı yere ulaşacak mıyım bilemiyorum? Aphis boğasından (yada buzağı) bahsediliyor anladığım kadarıyla bakara suresinden bahsedilmesi bunu aklıma getirdi. Bu ise Sema Güler'in Epik Aşk 1 şiirini ve orada yazdığım yorumu... Bilemiyeceğim ama; "Leküm dinüküm veliyye din" diyeceğim sanırım dindaş olmadığım için hiçkimse ile! Bu şiire tekrardöneceğim geniş bir zamanım olduğunda bir mim koyalım..
' at omzundan çuval, çuval sürüklediğin dilenci kılıkları / maskeleri' bu dizede anlam bakımından bir sıkıntı var gibi geliyor bana hatalı mıyım? ya çuval çuval ikilemesi arasında virgül fazla yada ilk çuval 'çuvalı' mı olabilir?
kırılır su yazılır fermanlar ne satılık düşmanlığı ne fason hüzünleri ne de nedamet getirecek itirafları var hüküm giymiş aynasına aynası yüzünü tırmalar
Elinize ve yüreğinize sağlık,derin anlamlar içeren şiirinizi kutluyorum.Ölüm; ya kutuluş,ya azap,sınırlar; Yüce kitabımız Kurân-ı Kerim'de çizilmiş ve Peygamber Efendimiz(s.a.v)sünneti ile tatbik edilmiştir.İnsana 2 yol düşüyor,Dünya ve ahiret saadeti için Peygamberimizin(s.av.)sünnetine uymak ve hayatımızı elimizden geldiğince dizayn etmek,bu yol meşakketli ve sabır isteyen bir yoldur."Dünya ahiretin tarlasıdır" Bu Dünya'da ne ekersek ahirette onu göreceğiz.2. yol kolay gidilen engelleri az olan yoldur.nefis ve şeytan insanı o yola çekmek için her şey güzel görünür.o yola devam edince kalp kararır.doğruyu görmez,perde vardır.Ama insan umutsuz olmamalı,nice kararmış kalplere yüce Allah hidayet vermiştir.Yeter ki insan tövbe ederek bir daha o günahlara dönmesin,Her emir ve yasaklar,biz insanoğlunun huzur ve mutluluğu için olduğunu asla unutmamamız gerekir.Kuran-ı Kerim'de geçen ayetler ile Hadisi Şerifleri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde gerçek anlamına ulaşmış oluyoruz,bir kısmını aldığımızda yanlış anlamalara neden olacağını göz önünde bulundurmamız gerekir. Bir kum tanesinin yaratılışında hikmetler olduğu gibi en güzel şekilde yaratılan ve bunca nimetlerle donatılan İnsanoğlu'nun elbette Dünya'ya geliş gayesi ve sorumluluğu vardır."Ateşe dayanabileceğin kadar günah işle"sözünden yola çıkarak Yüce Allah bir ayetinde"Akıl sahipleri için nice hikmetler vardır"buyurmaktadır.Bu hikmetlerin farkına varmak riya olmadan Yaradan'a gerçek kul olmak,bir çok nimetin bulunduğu Cennete er geç ulaştırır.Cenneti hissedenler, onun içindir ki ölümü arzularlar.Ölüm onlar için kurtuluştur.Bu Dünyanın sıkıntı ve ikiyüzlülüklerinden...saygı ve selamlar....
şiir iyi gibi; fakat herşey bir yanlış anlamayla kurgulanmış. Ayet ile şiir anlam bakımından farklı yerlerde duruyorlar.
92.Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi. Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz. İşte siz (böyle) zalimlersiniz. 93. Hani sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve): "Size verdiğimize (kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Dinledik ve baş kaldırdık." İnkarları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?" 94. De ki: "Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin."
yani;
92-Daha gerilere bakalım Allah biliyor ki, Musa size apaçık belgelerle, aşikar mucizelerle geldi, sonra da siz onun hemen arkasından tuttunuz buzağıya taptınız, ve siz işte böyle zalimlersiniz! Ey zalimler, siz o zaman mı kendinize inmiş olana iman etmiş oldunuz? 93-Musa'ya verilen mucizelerden birini daha hatırlatalım: Hani size verdiğimiz kitabı ve onun hükümlerini kuvvetle, ciddiyet ve özenle tutunuz ve dinleyiniz diye Tur dağını tepenize kaldırarak sizden zorla mîsakınızı almıştık. Koca bir dağın şemsiye gibi başınız üzerine dikilip sizi tehdit etmesi ne büyük mucize idi. Fakat dinlediler mi? Buna karşı içlerinden işittik ve isyan ettik, dediler. Kâfirlikleri sebebiyle buzağı sevdası iliklerine kadar işlemişti, kalbleri onun sevg i si ile dopdoluydu. Demek ki, o zaman bile kendilerine indirilen vahye iman etmiş değillerdi. Sen bunlara şöyle söyle ve de ki: eğer siz mümin iseniz imanınız size ne çirkin emirler veriyor ki; işittik, isyan ettik dersiniz, peygamberleri öldürür, kitabınızı inkâr edersiniz ve o buzağı sevgisini bir türlü kalbinizden çıkarıp atmazsınız. Böyle bir iman olsa olsa Şeytan'a iman olur. Bütün bu halleriyle bunlar ahiret nimetlerini de kimseye vermek istemezler. Lakin bunların Allah'a, kitaplarına, peygamberle r ine iman sözleri asılsız olduğu gibi, ahirete imanları da asılsızdır. Ahirete imanlarının da böyle olduğunu bildirmek üzere buyuruluyor ki: 94- Ey Muhammed! Sen onlara de ki; eğer ahiret yurdu, ahiret saadeti, başka insanların hiçbir hissesi olmayarak yalnızca sizin ise hiç durmayın ölümü temenni edin, eğer bu iddianızda samimi iseniz, sözünüzün doğruluğuna inanıyorsanız hemen ölmeyi istemeniz gerekir.
bir de, insanların kalplerine hüküm koyup, yaptıkları ibadetin geçersiz olduğunu ya da davranışlarından ötürü cenneti haketmediklerini ifade etmek aslında 'cenneti sizler haketmiyorsunuz, orası sizin değil, şu şekilde davrananların yeridir' demektir. bu manada bir önceki tavırı eleştirirken kendisini bir yerlere koyar insan ve karşındakinin yerine geçer; anlam ve anlamsızlığı ile beraber. hasılı tevazuyu kaybetmemek ve yapıcılığını kaybetmeden, bilerek eleştirmek gerekir.
ya da neyse ne mi desem netsem? yazılacak çok şey var ama yazacak olanın aklı başında değil. "Leküm dinüküm veliyye din" diyeceğim geliyor ama bahse konu olan din benim dinim diyemiyorum...
bir sesin yankı yapabilmesi için; bir yere çarpması gerekir! :) ''şiir iyi gibi; fakat herşey bir yanlış anlamayla kurgulanmış. Ayet ile şiir anlam bakımından farklı yerlerde duruyorlar.'' meali içinde bulunduğunuz düzleme göre değişim gösteren kılavuz kitaba ait bir ayetin çağrışımları ile doğan bir şiiridir inkâr...
''ya da neyse ne mi desem netsem? yazılacak çok şey var ama yazacak olanın aklı başında değil. "Leküm dinüküm veliyye din" diyeceğim geliyor ama bahse konu olan din benim dinim diyemiyorum...''
''cebindeki söz kırıkları batıyorsa avucuna hakların, siyah tuale fosforlu renklerin anlamsız darbeleriyle dökülüyorsa, ve beyaz noktalar kalıyorsa hayatın gözlerinde '' ...
şiir demiş ne diyecekse zaten / bEn'ce... akıl ise firari, emanet ...
bir sesin yankı yapabilmesi için; bir yere çarpması gerekir! :) ''şiir iyi gibi; fakat herşey bir yanlış anlamayla kurgulanmış. Ayet ile şiir anlam bakımından farklı yerlerde duruyorlar.'' meali içinde bulunduğunuz düzleme göre değişim gösteren kılavuz kitaba ait bir ayetin çağrışımları ile doğan bir şiiridir inkâr...
''ya da neyse ne mi desem netsem? yazılacak çok şey var ama yazacak olanın aklı başında değil. "Leküm dinüküm veliyye din" diyeceğim geliyor ama bahse konu olan din benim dinim diyemiyorum...''
''cebindeki söz kırıkları batıyorsa avucuna hakların, siyah tuale fosforlu renklerin anlamsız darbeleriyle dökülüyorsa, ve beyaz noktalar kalıyorsa hayatın gözlerinde '' ...
şiir demiş ne diyecekse zaten / bEn'ce... akıl ise firari, emanet ...
Neden bilmiyorum şiirden çıkınca hep şiire takılıyorum. Dedim ki işte şimdi olmuş. Sonra şiirin hikayesi takıldı gözüme. Bu şart mıydı?
Sanırım sorguda hata var. Hatta bunu sorgulamak bence başlı başına yanlış. Evet ölmek şart. Yaşamak için geldik lâkin burda son bulup orda sonsuzluğa ulaşacağız... Azap içinde mi yoksa başka şekilde mi bunu bilmiyoruz.
Aslında ayette o kadar güzel açıklanmış ki; "Allah katındaki âhiret yurdu diğer insanların değil de yalnız ve yalnız sizin ise, eğer doğru sözlü iseniz, hadi isteyin ölümü!" ''
Eğer böyleysek bence ölüm günah işlemeden gelsin...Yok değilsek de Allah yolumuzu düzeltsin.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.