ISKA
Kim saydı sen kaldırıp altıpatlarını yürürken adımlarını
Arkanı dönüp vurman için kadersizliğini göğsünden.. Seni yaralarken sağ kulağının içinden hayat Kimler acımadı yenilmişliğine?... Onlara mı bağıracaksın şimdi avaz avaz? Tiradınmı yankılanacak sessizlikte, Yoksa yine bir dizde mi dillendirilecek muktedire niyaz?.. İhtimal, yine tek lakırdı etmeyeceksin... Gök gürültülü havalarda, Geveze kalabalıklarda Sinek vızıltısından daha sessizsin... Dekoratif dursa da, içini doldurmak lazım Latinceden evrilme kelimelerin. Arşivlik sözlerin insanı olmakla Zaten hiç ilgilenmedin. Oldun olası rafine zevklerin olmadı hiç Kimse ummadı yatağının altına saklı bir stradivarius Makarnayı sade yedin. Muhteris bir dava arkadaşı olmadın çatışık zamanlarda, Kimsenin arkasını kollamadın. Parmaklar sallanırken düzen düzene Masa altlarında saklandın. Selamsızlar durağında patladı otobüsünün lastiği Rahatından feragatini annen bile beklemedi Gözlerindeki hedonist çocuğu Hiçbir cetvel acısı sindiremedi. Oysa senin elindeydi suyun yerini gösteren budak Cebindeydi gökyüzündeki büyük kapının anahtarı... Hedef sana göre bile uzakta değildi. Aşk lazımdı belki, Çokça ihtirastı gerekli... Kendine inanmaya gayret, Az umut, İki duble içki... Kazanırdın; Kazanırdın ve duellonun çığırtkanı bu sefer, belki "Iska!" demezdi. Nisan2016 |