bu sevdanın sonu bir intiharcebimde yırtık bir mektupla dolaşıyorum yüreğimi avuçlarına bıraktım biliyorsun lanetli bir gün ortasında kalmış gibiyim ellerim yüzüm ve bedenim idam helinde intiharlar çoğalıyor bedenimin her mevsiminde seni arıyorum cadde cadde, sokak sokak taşlara kazıyorum ıslak yüzümün burukluğunu ve şiirler serpiyorum kimsesiz çocukların avuçlarına avuçlarında incir çekirdekleri biriktirmişsin karanlık bir sokakta karşılaşıyorum yosma bir sessizlikle sensizliğin kol gezdiği bu sokaklarda polis telsizlerine düşüyor adım aşık olmak bir suç biliyorsun yargılanmak, zindanlara atılmak korkutmuyor beni seni kaybetmekten korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmadım bu hayatta işkal altında kalmış eşkalim ve eşkali belirsiz bir yorgunluk üstümde dolanıyor cebimde yırtık bir mektupla dolaşıyorum kokunun bedenimi sardığı gözlerinin hapsinden kurtulamadığım ve ölü bedenimde diriltmeye çalıştığım mezar taşlarına adımı yazmışlar bütün kuşlar öldürülüyor ve ben kuşlara mezar taşı oluyorum ağlıyorum bazen bazen yaşamadığımı düşünüyorum bazen kaybettiğimi bazense yenildiğimi sen gözlerinde bulutlar taşıyordun ben gözlerinden akıyordum gri bir akşam üzeri sen denize düşen yakamoz ben kayalıklara tutunan yosun oluyordum sen alıngan ve şiir bakışlı gözlerle köpüklerinde dalgalanıyordun deniz üstüme üstüme geliyordu boğulmak sende güzeldi ve şimdi seni daha çok seviyorum baktıkça gözlerine uzandıkça ellerine ve dokundukça yüreğine hadi elini uzat elim seni arıyor biliyorsun bu sevdanın sonu bir intihar ibrahim dalkılıç 14/04/2016 14:15 izmir |