ACI BELLEĞİME DOĞAR
bazen silik bir fotoğraf karesi gibi
gelir gözlerimin önüne mazinin o unutulmaz sancılı aldanışları önce gülümsetir silinmeyen mevsimler gibi kısaca sonra zehre bulanmış bir acı başlar ki sorma deştikçe yığılmış anıları teker teker sinematoğrafik kareler gibi hatırladıkça an be an yaşananları seyirci benmişim yönetmen benmişim oynayan benmişim gibi kendime güler kendime ağlar kendime kızarım çala kalem karalarım akıl defterime sayfalar dolusu saçmalığı pılı pırtısını toplamış salaş bir yalnızlık çıkar karşıma yazdıkça yazarım kara film eskislerini yazdıkça azar içimden bir öfke tufanı bir fırtına kopar ki sonra sular seller gibi yağmurdan boşalmış dereler gibi pencerelere vurur rüzgarımın patırtıları durulurum ilerleyen satırlarda dururum bakarım aynadaki yüzüme insanlıkdan çıkmış bir adam görürüm karşımda Ayna bana güler ben aynaya küfrederim kalleş...hain... melun bir mızrak saplanır yüreğime küllenmiş ne kadar acı varsa çemkirir suratıma acıtır takır takır söyledikleri acır yüreğimin yıkıntıları yıkar be içime direnmiş ne varsa her seferinde... |
Ama keşke olsaydı değil mi?
Tebrik ederim, Çok güzeldi şiir...
Selam ve saygılarımla...