BU BAHAR BÖYLE Mİ GELMELİYDİ?
-I-
Toprak uyandı gülüm; Bahar yüzünü gösterdi, Cemreler düştü havaya, suya... Lakin durmuyor ülkemde Hain tuzaklar, Sinsi hesaplar, İhanet çeteleri ve riya... Çocuk sesleriyle yankılanan Sokak aralarında şimdi; Hendekler var, Yakılmış okullar, Yıkılmış onlarca bina... Her öğlen gelirdi evine; Kırtasiyeci Hamdi, Mesut Bakkal, Berber Baran... Mis gibi yemek kokardı sokak, Kapı önünde daha... Artık çekildi el ayak, Kediler de terk etti şehri. Kuşlar bile tedirgin, Konmuyor dama! Örtüyor kasabanın üstünü, Her patlamada duman, Kan ve barut kokusu simsiyah! Artık ne hayırlı işler dileyen var, Ne hayırlı sabah... -II- Söyle; Bu bahar böyle mi gelmeliydi? Yanmış dal uçlarında, Birkaç badem çiçeği, Yeşili yağlı kara toprak... Düğün yapacaktın oğluna, Askerden dönünce; Sandıkta kaldı kızının gelinliği... Söyle; Hangi çete çaldı düşlerini, Yalanlarıyla kandırdılar seni? Nasıl düştün bu tuzağa; Kim öğretti, Ya niçin, Ölmeyi, öldürmeyi? Söyle; Bu mu özlediğin nevruz, Bu mu düşlediğin bahar şenliği? |