Dün gece kıyısınaHavamda değilim rüzgâr O eski eylüle kızıp Bırakıldı bir kenara hazanım Mehtap hüzünlerimi yığar Sen de bir iki yaprağı oyalayıp Kırıp kaçmışsın birkaç dalı Yanımdasın ya usulca sızanım Bu mevsime yeter bile Artık hangi şair hesap sorar Yahut günlerden ha cuma ha salı Kim avuç açar başka bir yele Kızmaz inşallah kaderi yazanım Etsek de bir dolu tövbe istiğfar Dün gece bir türkü vurdu Ruhumum kıyısına Mısralar sorma bir oralı Yine bir hayal kuruldu Harfleri n bakılmıyor yasına Gör bir kalem nasıl sıralar Bir ara el ele gezdiğin Vardı ya bir bulut Dolaşmasaydı ilden ile Hani her damlasında bin umut Yağmur olup içini dökmeseydi Kuşlara hep tembihlediğin O sözlerin ne çabuk unutuldu Hani kulağıma gelmeseydi Güzün halini bile bile Bir de güneşe kafa tutup Diyorum üşenmeseydi Bin bir yeminle Bu aşk da durulurdu Onunla bir tepeye düşülseydi Ah kalınmasaydı boşlukta Kefensiz hali perişan Dün gece bir şiir vurdu Ruhumun kıyısına Biliyorum bir sensin karışan Parmaklarım da yoruldu Hayatta güya bize yakışan O sevi bitecekmiş nasılsa Pervaneler bile duruldu Sokak lambası hala yokuşta Ya o uzaktan bakındığın gökkuşağı Kahverengiyi sermeseydi Gözler saçlar bir bir anımsanıp Aşk kokmasaydı üstümüz başımız Bir kez titremeyle kızmayıp Bari serçeler düşünseydi Kazanılırdı ayrılık savaşımız Dün gece bir şarkı vurdu Ruhumun kıyısına Her esişini fark etmeseydi Uğrunda sızlanıp Keşke bir kaç nağmesi Bilseydi yeri yurdu Ve yalnızlık bir kez terk etseydi Kimin umurundaydı bu telaşımız Sigara dumanına dolanıp Çayla bir yudum nefesi Çok görmüyorum Biz seninle yoldaşız sırdaşız Dr.süreyya burak önder |