ÇOCUKLUĞUMÇocukluğum benim . Zamanın kirletemediği, Yılların eskitemediği En güzel giysim . Çocukluğum, masalsı dünyam. Büyüyerek ipini kopardığım uçurtmam . **** Ben çocukken, Sabahları çay değil Buram buram dumanı tüten Zemheri ayazında içimizi ısıtan Tarhana çorbası içilirdi. Onun verdiği enerji Yüz beygirlik motor gücüne bedeldi Ve bu enerjiyle, Koşarak giderdik okula . Yollar çamur olsa da . Ne elektrik vardı Ne kalorifer, ne de klima Sınıfın ortasında kocaman bir teneke soba Ve onda yakmak için Herkes bir odun getirirdi okula . Andımızı okuyunca, Sabah jimnastiği yapardık topluca . Ağzımızdan dumanlar fışkıra fışkıra girerdik sınıfa . El, tırnak ,saç ve kulak kontrolünden sonra başlardık derse. Verilen metni en güzel okuyandım Türkçe de Ama matematikte, Birinciliği hep kaptırdım Bekir ’e Köyümüzde keçi de çoktu inek de . Ama ikinci tenefüste , ABD den Marşal yardımı diye verilen Süt tozundan yapılan sütü içerdik nedense ... ? Ve İlk o zaman yemiştim Has undan yapılan beyaz ekmeği de .. Yaman çocuklardık biz Havuz problemleri,kerrat cetveli Diz çökerdi önümüzde. Kompozisyon ,mektup ,dilekçe yazarak hazırlandık geleceğe En sevdiğimiz oyunlardı. Yakan top,mendil kapmaca ,saklambaç ve körebe . Tavşan kaç ,tazı tut derdik de, Bilmezdik yıllar sonra Buna başka anlamlar yükleneceğini. Uçurtmanın kuyruğunda yakalayıp baharı Göz kırpardık gülümseyen güneşe . Ve yarışırdık kuşlarla pür neşe dostlukda,özgürlükte.. Yokluk yoksulluk içinde bile Yine de çok mutluyduk biz nesilce . MELAHAT ÇETİNKAYA |
harika dizelerinizi gönülden kutluyor
saygılar sunuyorum...