Yüreğimde unuttuğum o kadar çok hikaye var ki
suskun bir türkünün tınısında unutulan bir adam
yalnızlığın dar sokaklarında ağlamaklı yüzüne düşen hüzün gölgesine aşina bir kadın arafta kalan hayallerin izdüşümünde yetim kalan gülüşler düşlerim ve yalnızlığım el yordamıyla hayata doğru adım atmakta hayat ömür yaprağından dökülen akşam sefası edasında sana anlatacağım o kadar çok şey birikti ki yalnızlığım ve sessizliğim kadar acıklı gecenin kadife örtüsüne dokunan yıldız ışıltısı yalnız sen beni anlayabilirsin içim dışım gece bir kadının yüreğinden zamansız sökülen sevda goncası na benzer ölümün iki dudağının ucuna yerleşen kırık tebessümler nasıl iç acıtırsa öyleyim şimdi geride tozlanmış kitapların kaldı yarım kalan hikâyelerin günden güne artan özlemin ve yarım kalan şiirlerinde gölgeni okşamak yeniden |
Küçük yaşta aşık oldum bir kere
Severek acıyı cektim yüz kere
İzini yitirdim yandım bin kere
Ne Acı Ayrılık, Ne Acı Gurbet...
---- 23.03.2016 – Tozkoparan/İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul